ADEMİN VARİSİ HÜSEYİN
Selam sana ey Allah'ın seçkin kulu olan Adem'in vârisi!
Selam sana ey Allah'ın peygamberi olan Nuh'un vârisi!
Selam sana ey Allah'ın dostu olan İbrahim'in vârisi!
Selam sana ey Allah'ın ruhu olan İsa'nın vârisi!
Selam sana ey Ali'nin vârisi, Allah'ın velisi!
Garip! Kerbelâ sahnesi birdenbire gözlerimin önünde yeryüzü genişliğinde yayılıverdi; Hüseyin'in komutasında, Fırat kıyısında durmuş, yetmiş iki kişilik bir saf tarih boyunca uzanıverdi. Başı, Adem ile başlıyor ve sonu ahir zamana kadar, tarihin bitimine kadar devam eden bir saf.
Öyleyse Hüseyin, Yezit'in içki içmesi ve alçaklık yapması nedeniyle ona savaş açmış ve bu acı olaya sebebiyet vermiş bir politikacı değildir. O, Adem'den itibaren elden ele dolaşıp insanlığın eline geçen ve şimdi de Hüseyin'in elinde olan al bir bayrağın vârisidir. Hüseyin de, "Her ay Muharrem, her gün Aşûra ve her yer Kerbelâ" şiarıyla bu bayrağı elden ele emanet ederek insanların rehberlerine ve insanlık tarihinde adaletten yana olan tüm özgür insanlara teslim etmiştir. İşte ölüme ve bayrağı tüm nesillere bırakmak için gittiği bu son anda gelecek asırlara haykırır:
"Acaba bana yardım edecek biri var mı?"
ÇÖLE İNİŞ
Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an, büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O, bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan, ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu. İsyan, delirme, acı, macera, perişanlık, kaygı, vicdan, şaşkınlık, korku, yakınma, iştiyak, coşku, aşk, acı… Bir anda öfkeden bütün elmayı yuttum!
Bu kitap, Sartre’ın deyimiyle, yaralı bir yüreğin şiirleri, kelimenin Farsça anlamıyla gazelleri ve çöle ait bir ruhun iç yakınışlarıdır. Bu çöl, benim hem dünyam, hem tarihim, hem vatanım, hem yüreğim, yabancı benliğim, çorak ve ateşli hayatım ve nihayet benim hikâyemdir. Bu, varoluşun susuz, esrarlı, yakıcı, bekleyen ve dertlenen çölüdür.
Ayrıntılı Bilgi İçin Sayfamızdan Türkçe Külliyat Bölümünü Ziyaret Ediniz...