23.03.2009 tarihinden itibaren İslam Bilim dersleri başlıyor
Dr. Ali Şeriati'nin İslam-Bilim adlı konferanslarından oluşan eserini dersler halinde yayına hazırladık. Site üyelerimiz ve ziyaretçiler burada yayınlanacak dersleri takip edebileceklerdir. Pazartesi ve Perşembe günleri yayınlanacak olan dersleri muntazam takip edip tartışan takipçiler muayyen bir vaktin sonunda bu önemli dersleri bitirmiş olacaklardır.
Derslerin bitiminde takipçiler tarih bilinci, tarih felsefesi, toplumsal tevhid ve toplumsal şirk, ideal insan, toplumbilim, tevhidi dünya görüşü, altyapı ve üstyapı, ideoloji olarak İslam, varoluşçuluk, materyalizm, alinasyon, Marksizm gibi birçok önemli konu hakkında önemli bilgiler edinmiş olacaklardır. Hem derslerin takibi hem de dersler üzerine yapılacak tartışmalarla Doktor'un öğrencileri olarak O'nun fikirlerini tanımış, tartışmış ve belki ümidimiz odur ki ilerilere taşımız olacağız hgs bakiye yükleme trafik cezas? ödeme kredi kart? borç sorgulama kredi kart? borç sorgulama yap?kredi kredi kart? borç sorgulama tl yükleme hgs yükleme
İsmi, Cundub b. Cunâde, ilk müslümanlardan [beşinci müslüman olduğu rivayet edilir], İslâm'ı tanımadan önce de yakın çevresinin putperestliğini terk etmiş ve gökleri yaratan Allah'a ibâdet etmiş [bir çeşit namaz kılmıştır]. Rasûlullah'ın zuhur ettiğini duyunca Mekke'ye gelmiş, kendisi ile görüşmüş, dâveti üzerine müslüman olmuştur. Gizlenmesi tavsiye edildiği halde Kâbe'ye gelerek imanını haykırmış ve bu yüzden işkence görmüştür. Sonra memleketine dönmüş, burada İslâm'ı yaymaya çalışmış ve ancak Hendek savaşından sonra Medîne'ye gelebilmiştir. Bundan sonra devamlı Rasûlullah ile beraber olan Ebû-Zer, Tebûk savaşında bineği yürümediği için malzemesini de sırtına alarak yürümüş, Rasûl-i Ekrem bunu haber alınca "Allah Ebû-Zerr'e rahmeti ile muâmele buyursun! O, yalnız yaşayacak, yalnız ölecek ve yalnız başına diriltilecek" buyurmuşlardır.
Hz. Peygamber'in, Ebû-Zer hakkında öğücü sözleri vardır: "Yeryüzünde, Ebû-Zer'den daha doğru sözlü birisi yoktur.", " Kıyâmet gününde yeri bana en yakın olanınız, dünyadan, benim bıraktığım gibi çıkanınızdır." Ebû-Zer bu hadîsi naklettikten sonra şöyle demiştir: "Vallahi benden başka hepiniz, bu dünyaya bir tarafından bulaştınız!" Peygamberimiz onun zühdünü [dünya nimetlerinden uzak yaşamasını] Hz.Îsâ'nın zühdüne benzetmişlerdir. O, bu zâhidâne hayatını ömrünün sonuna kadar sürdürmüş ve müslümanlar zenginleştikten, hazineden aldıkları maaş ile daha müreffeh yaşar hale geldikten sonra da şöyle demiştir: "Vallahi benim, Rasûlullah zamanındaki günlük geçimliğim bir sâ [dört çift avuç] hurma idi, bugün de onu arttıracak değilim." Aşağıda nakledeceğimiz ihtilâf sebebiyle Hz. Osmân onu Rabeze'de oturmaya mecbur [veya bunu tavsiye] etmişti. Orada yalnız başına yaşadı ve son hastalığında eşi telaşlanınca ona, merak etmemesini, Rasûlullah'ın müjdesine göre bir gurup müslümanın kendisini kefenleyip defnedeceklerini söyledi. Gerçekten de Kûfe'den dönmekte olan İbn Mes'ûd ve yanındakiler, yol üzerinde bekleyen hanımını görmüşler, ondan durumu öğrenince hayret içinde kalıp ağlayarak Ebû-Zerr'in yanına gelmişler, O'nun son vasıyeti gereği içlerinden "yöneticilik ve amme sorumluluğu yüklenmemiş birinin" elbisesi ile onu kefenlemişler [çünkü kendisinin kefen olacak bir elbisesi yoktu] ve namazını kılarak burada defnetmişlerdir.[86]
Ebû-Zer [r.a.] Hz. Ebû-Bekir, Ömer, Alî gibi İslâmî faziletlerin ebedî temsilcilerinden ve örneklerinden biridir; onun temsil ettiği fazilet "merhamet, dayanışma ve yardımlaşma, fukarâlığı ortadan kaldırmak, fukarânın ıztırabını hafifletmek için çalışmak" şeklinde ifade edilebilir. O, bir müctehid olarak kişinin, ihtiyacından fazla serveti [özellikle parayı] mülkiyetinde bırakamıyacağı, bunu mutlaka muhtaç olanlara vermesi gerektiği görüşünde idi. Bu görüşünü, "Altın ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlara acı bir azâbı haber ver" meâlindeki âyete [Tevbe: 9/34] ve Rasûlullah'ın [s.a.] kendisine yaptığı zühd telkinlerine dayandırıyor idi. Hz. Ömer'in vefatından sonra yerleştiği Şam'da bu ictihadını yaydığını, fakirleri, zenginler aleyhine kışkırttığını ileri sürerek Muâviye, onu Halîfe Osmân b. Affân'a şikâyet etmişti, Hz. Osmân da Ebû-Zer'i Medîne'ye çağırdı ve bir müddet sonra Rebeze'ye gitmesini tavsıye etti, Ebû-Zer de İmâm'a itâatı gerekli sayarak Rebeze'ye gitti, vefatına kadar burada yaşadı.[87] Çoğunluğun ictihadına göre bu "altın ve gümüşü biriktirenler; yâni kenz yapanlar" âyeti, servetinin zekâtını vermeyenler hakkındadır, zekâtını veren kişinin, şahsî ihtiyacından fazla mal ve para edinmesi, biriktirmesi câizdir.
bilinenlerin tekrarı ve aslında kimlik müslümanlarına bir anımsatma. ALLAH yazandan ve bizlere ulaştırandan razı olsun. saygı selam dua umut muhabbet ahlak kitap devrim ile.. EBUZER vari bir yaşamı içselleştirip yaygınlaştırabilme umuduyla inşaallah. ALLAH EBUZERE rahmet etsin ve bizleri sonsuzluk güneşinin altında O nunla buluştursun tanıştırsın konuştursun.amin.
Çayan
10-09-2008, 03:54:07
Selamun aleykum...
Ebu Zerr ah Ebu Zerr !..
ömer faruk
10-09-2008, 23:05:18
??????????????????
hasan hüseyin
12-09-2008, 10:56:12
malın zekatını vermek kafi mi acaba hele de insanların açlıktan inim inim inleyerek öldüğü birkaç kuruşa etlerini feda ettiği bu çağda... ebuzerden anladığım kadarıyla bir müsüman ihtiyacınn dışındaki malını kardeşleriyle paylaşmak zorunda zira imam ali de imam hüseyin de aynısını yapmışlardı... hatta birgün zenginin biri imam aliye şöyle der ben malımın zektaını vererek paylaşıırım ya siz imam ali de biz malımızın çoğunu yakınını veririz der ...
alamut
13-09-2008, 13:32:13
yok böyle birşey ! ebu zerr yalnız değildi.....lütfen doğruları anlatalım
salih
15-09-2008, 16:22:46
karaman kendi düşüncesine göre ebu zer'i bambaşka bir kılığa sokuyor. hz. osman ona rebezeyi tavsiye etmiş o da bunu kabul edip vefatına kadar orada yaşamış. el insaf vel vicdan ya hu. sürgün edilmiş adam aloooo sürgün sürgün... orada da ölüp gidivermiş. başka da bi şey demiyorum...
kürt
16-09-2008, 14:11:15
ey tanrılar diyarına verdiği mücadelenin emeğinden fazlasını götürmeyen devrimci yoldaş her daim senin ve senin yolundan gidenlerin yoldaşı olacaz
muhammed azad
18-09-2008, 17:49:09
selam sizleri ki insanlik için çalişanlara bu satenin daha ğüzel olmasa için önrilere de açık olmaniz gerektiğini düşünerek bunu yazdimn bu şiteye ilahi şarki ezgi ve slattlar da eklensetdi ğüzel olurdu onu ali şriatini nlatan belgesel...ve ..selam
dursun
19-09-2008, 12:29:27
Allah(c.c.) Ebu Zer gibi insanlardan razı olsun.
Oğuzhan Özdemir
22-09-2008, 23:40:13
Ebu Zer dönemi Ebu Zer'in durumu eğer böyle ise Ali Şeriati ya da insaflı İslâm tarihçileri birtakım yalanlar söylüyorlar demektir.
Ebubekir ölürken Fatıma ile küs ölüyor, fedek hurmalığı gibi hadiseler yaşanıyor, sahabeler birbirine kılıç çekiyor ve her ne sebepten ise Muaviye denilen kişi hazret yapılıyor ve oğlu Yezid yeri geldiğinde suçlu değildi bile denilebiliyor. Filibeli Ahmet Hilmi'nin İslâm Tarihine bakılsın ya da diğer dürüst tarihçilerin yazdıklarına. Emevi ve Abbasi dönelerindeki rezaletler de cabası.
Sahabeler asr-ı saadet diye, hayatları boyunca hatasız yaşayacaklarmış gibi bir putlaştırma ne çin yapılır anlayamıyorum. Peygamberin ardından sahabeler cümbür cemaat hatasız yaşayacak değillerdi, birçok yanlış ve büyük hatalar yaptılar, birbirlerini kestiler, sonra da kan akmaya devam etti. Ayrıca Ömer,Osman veya bazı sahabelerin hata yapmış olması da onların insan olmaklığını ya da peygamberce övgüleri ve yanındaki değerlerini değiştirmez.
Ebu Zer , Ali gibi kırılganlığını korumuş ve dimdirek yaşamaya azmetmiştir.Bu da apacaçıktır islâm tarihinde. Sömürgeci, insanlık dışı, halk ve hak düşmanı, zulmedici devletimizin piyon konumundaki diyanet işleri ve elemanları ile ilahiyat fakültelerindeki zâtı muhteremler çıksınlar da bir islâma yakışır ayaklansınlar, konuşsunlar ,yazsınlar yahu! Senelerdir yapılan pisliklere seyirci ve ideolojik olarak manüpüle edici oldular.
İslâm ortadadır, eyleyemiyorum diye inkâr edecek kadar alçalmadım, alçalınmasın!
Oğuzhan Özdemir
22-09-2008, 23:57:42
" Altın ve mal yığınlara acı bir azabı müjedele" âyetine gelince de hiçbir yönetici, ve halk adına seçilmiş ve yönetimi onlara hizmet adına onların parası ile devralan kişi, kişiler, memurlar, askerler ve diğer görevliler halkın parası ile makan arabalarına, birçok ayrı ve yüksek maddî ve iktidarî haklara ,ayrıcalıklara, ev vb. konaklamalara, milyonlarca fakiri var iken ülkenin ev memleketin memuru işçisi üç kuruş para alırken milyarlarca maaş ve 4 senelik sefadan sonra da bir yüksek, bedava emeklilik hayatı süremezler...Bunların islâmi olduğunu söyleyen varsa çıksın kurân ve peygamberdeb delil getirsin. Memleket İsviçre, Finlandiya, Norveç, Kanada,Fransa ya da Avusturalya değildir. Memleket müslümanların sürekli zulme uğradıkları, hizmet kalitesi olarak çağdışı yaşadıkları ve fakirlik ile mücadele ettikleri bir yerdir. Eğer aksi olsa diyelim yiyenler yiyorlar bolluk var. Ki öyle bile olsa dünyada milyarlarca aç insan var.
Mal, Mülk Allah'ın iken birileri sürekli zengin iken daha da zenginleşip diğeleri de fakirleşirken bu sistemi alaşağı etmemek ve üstüne üstlük AKP ve öncesindekiler gibi saydığım sömürüyü devam ettirmek islâm değil hayvanlıktan öte bir tanımlama gerektirir. Kendilerine islâm diyorlar ise şayet bunlar ben onların dininden değilim, onların dini onlara benimki de banadır.
Şeriati vd. bunun için mücadele vermiş ve Ebu Zer'i de sembol, örnek göstermiştir. Allah bizlere malı ve mülkü verelim diye vermektedir. Biriktirelim ve israf yapalım diye değil.
umut
04-10-2008, 00:43:14
sayın Karaman birikimli bir ilahiyat hocası olabilir ama her zaman halkın yanında değil iktidarı, egemen güçlerin yanında saf tutmuş, fetva vermiş bir kişidir.Hem de derinlikten yoksun, özden yoksun akıl karıştırıcı yazılarla insanları manuple edebilen bir yazardır.
hele Ebu-zer hakkında hem de Ali Şeriati'nin sitesinde yazı yazması bile çok komiktir.
hüseyin sonbay
21-10-2008, 20:50:47
hayrettin karaman hoca nın art niyetli olmadığını,konuyu kendince yorumladığını söylemek zorundayız.ehlibeyt dostlarına selam.....
mesut
21-11-2008, 22:34:22
ebuzer çaglar iman ve inancın prototipi ....................
ayetullah
27-01-2013, 22:36:17
alamut isminde hayır yok sen de nasıl olsun?ebuzer yalnız değildi doğru eşi vardı yanında ama ondan başka bir yakını da yoktu bunu mu demeye çalıştın bunu herkes biliyor dostum...