ALİ ŞERİATİ

Ali Şeriati Hüseyniye-i İrşad

Kull. Adı    

:

Şifre 

:  
     

Yeni Üye - Şifremi Unuttum

Modernizm’le Hesaplaşma Çabasında Bir Aydın: Ali Şeriati Portresi / Aydın HIZ
Kendisi Olmayan İnsan
Dünya Görüşü ve İdeoloji
Şia
İran ve İslam
Tüm medyalar için tıklayınız...
Tefsir Dersi

Sesli ve Görüntülü Medya

Ali Şeriati Belgeseli
Belgesel

Tüm Arşivler İçin Tıklayınız...

HİCRET
HACC
Hangi Kur’an / Ali ŞERİATİ
Bir Kez Daha Ebu Zer
Aşk ve Sevgi... / Dr. Ali ŞERİATİ

İSLAM BİLİM DERSLERİ BAŞLIYOR

TARİH :19-03-2009

23.03.2009 tarihinden itibaren İslam Bilim dersleri başlıyor

Dr. Ali Şeriati'nin İslam-Bilim adlı konferanslarından oluşan eserini dersler halinde yayına hazırladık. Site üyelerimiz ve ziyaretçiler burada yayınlanacak dersleri takip edebileceklerdir. Pazartesi ve Perşembe günleri yayınlanacak olan dersleri muntazam takip edip tartışan takipçiler muayyen bir vaktin sonunda bu önemli dersleri bitirmiş olacaklardır.

Derslerin bitiminde takipçiler tarih bilinci, tarih felsefesi, toplumsal tevhid ve toplumsal şirk, ideal insan, toplumbilim, tevhidi dünya görüşü, altyapı ve üstyapı, ideoloji olarak İslam, varoluşçuluk, materyalizm, alinasyon, Marksizm gibi birçok önemli konu hakkında önemli bilgiler edinmiş olacaklardır. Hem derslerin takibi hem de dersler üzerine yapılacak tartışmalarla Doktor'un öğrencileri olarak O'nun fikirlerini tanımış, tartışmış ve belki ümidimiz odur ki ilerilere taşımız olacağız
hgs bakiye yükleme
trafik cezas? ödeme
kredi kart? borç sorgulama
kredi kart? borç sorgulama
yap?kredi kredi kart? borç sorgulama
tl yükleme
hgs yükleme


detay
Tüm haberler

.....................................................

ÜYE OLUN

TARİH :17-03-2006

Siteye üye olun yeniliklerden hemen haberiniz olsun.
hgs bakiye yükleme
trafik cezas? ödeme
kredi kart? borç sorgulama
kredi kart? borç sorgulama
yap?kredi kredi kart? borç sorgulama
tl yükleme


detay
Tüm haberler

.....................................................

TARİH : -- tarihinde tarafından gönderildi...
WEB :
Ülke :
Şehir :



.: Yazarlar :.
Anlaşılmamış Devrim / Charlotte WIEDEMANN

[Kitlelerin 30 yıl önce İran'da "özgürlük" istemiyle sokaklara döküldüğü devrim sürecinin arka planı, günümüzde pek de açık ve net olarak bilinmiyor. Charlotte Wiedemann makalesinde, İran İslam Devrimi'nin arka planına ışık tutmaya çalışıyor.]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


İran'da özgürlük adına yapılan devrime Humeyni'nin gölgesi düşmüştü… Tarihçiler ve sosyologlar, 1978/79 yıllarında İran'da gerçekte neler olup bittiğini açıklamakta hâlâ zorlanıyorlar. Ağırlıklı olarak silahsız bir hareket, dünyanın en iyi donanımlı ordularından birine sahip bir rejimi birkaç ay içinde devirmişti. Amerikalı sosyolog Charles Kurzman'a göre bu, sonradan geriye dönüp bakıldığında bile iktisadi, sosyal ya da dinsel türden net bir yorumlama kalıbına sığmayan ("the unthinkable Revolution") akıl almaz bir devrimdi.


Fransız Devriminden Daha Kansız


Kesin olan bir şey var: İran-İslam devrimi Fransız ve Rus devrimlerinden daha kansız olduğu gibi, onlardan daha popülerdi. O zamanlar 35 milyon nüfusa sahip olan İran'da, halkın aktif katılım oranı, bu devrimi gerçekten bir halk devrimi, dünya tarihinin en büyük ayaklanmalarından biri yapıyordu.


Şah'a karşı muhalefetin çeşitliliğini, siyah beyazın saygınlığını taşıyan eski fotoğraflarda hâlâ görmek mümkün: Dandy tarzı beyaz ceket giymiş genç erkekler; saçları modaya uygun bir biçimde kabartılmış, başörtüsüz genç kadınlar.


Daha sonra her şeyin üstüne Büyük-Ayetullah Humeyni'nin aşırı güçlü gölgesi düştü. Büyük bir özgürlük mücadelesinden geriye, sonraki kuşaklar için yanıltıcı, gerçeği yansıtmayan ve adil olmayan bir görüntü kaldı.


C.Wiedemann: "Ağırlıklı olarak silahsız bir hareket, dünyanın en iyi donanımlı ordularından birine sahip bir rejimi birkaç ay içinde devirmişti. Amerikalı sosyolog Charles Kurzman'a göre bu 'akıl almaz bir devrimdi'..." Bu durum şaşırtıcı bir biçimde batı için olduğu kadar İran’ın kendisi için de geçerlidir. Her iki tarafta da bu özgürlük mücadelesi dini bir harekete indirgendi, hareketin dinsel motifleri de birkaç söze indirgendi. Böylece, temellerinde son derece farklı güdüler olsa da iki propaganda görüntüsü birbirine şaşırtıcı ölçüde yakınlaşıyor.


Kuşaklar Arası Farklılıklar


Önce İran’daki tarih bilincine bakalım. Kuşaklar arası çatlaklar -bir fay hattı gibi- ülkeyi boydan boya geçiyor. Devrimden bu yana nüfus ikiye katlandı; İranlıların yüzde 70’i bugün 30 yaşın altında.


Bu büyük genç çoğunluğun içinde birçokları, anne babalarını heyecanlandıran şeyin ne olduğunu kavrayamıyorlar. Hükümet bu günlerdeki 30. yıl kutlamalarında "Bluetooth" tekniğiyle gençlerin dikkatini çekmeye çalışsa da, gençlerin çok azı kutlamalara gerçekten gönülden katılıyor.


Buna karşılık daha yaşlı birçok İranlı, devrim aylarının yaşamlarının en güzel dönemi olduğunu söylüyorlar. Herkesi saran bir özgürlük ve umut sarhoşluğundan söz ediyorlar: "Herkes gösterilere gittiği için ben de gittim. Herkes greve katıldığı için ben de greve katıldım."


Askerden kaçmak bile kitlesel bir fenomene dönüşmüştü ve asker kaçakları asker usulü kesilmiş saçlarıyla dikkati çekmesinler diye, genç sivillerin birçoğu dayanışma amacıyla kafalarını kazıtıyorlardı.


Yalnız Devrimciler


Bugün İranlı gençler devrimi gerçekleştiren anne babalarının eylem amaçlarını anlamakta güçlük çekiyorlar... Bugün eski devrimciler bu anılarıyla başbaşa kalmış durumdalar. Kendi hayat hikayeleri ellerinden alındı ve âdeta duygusal olarak iyice fakirleştiler: Bir yandan, doğmasına devrim kuşağının yardımcı olduğu ama bugünkü biçimiyle hiç kimsenin istemediği bir İslam cumhuriyetini günbegün yaşıyorlar, diğer yandan ise çocuklarının gözünde sürekli suçlanıyorlar.


Bu çocuklar anne babalarını harekete geçiren nedenler hakkında şaşırtıcı ölçüde az şey biliyorlar. "Sözlü tarih" İran'da dikkate alınmıyor. Okullarda verilen eğitimde devrimin isimleri ve tarihleri ezberletiliyor, ama bu bilgiler klişe bir imgeye yol açıyorlar: Şah devrilmişti, çünkü herkes İslam'ı istiyordu.


Sloganlardan bıkan gençlerin çoğu, anne babalarının, teyzelerinin, amcalarının yaşamlarının birkaç gününde küçük birer kahraman haline geldiğini göremiyorlar. Özel bir ortamda düzenlenen bir tartışmaya katılan öğrencilerin yarısı, anne babalarının yaşamının, özellikle de Şah dönemindeki gençliklerinin, kendi yaşamlarından daha iyi olduğunu söylüyorlardı.


İranlı öğrenciler, öğretmenlerine devrim hakkında eleştirel sorular yönelttiklerinde, öğretmenler konuyu değiştirip savaştan söz etmeye başlıyorlar. 1980 yılında başlayan sekiz yıllık bu korkunç savaşta büyük kayıplar verilmişti: Saddam Hüseyin, Batı'nın da yüreklendirmesiyle, Batılı silahlarla donanmış bir halde İran’a saldırmıştı.


Savaşın sonunda iki devlet de yarımşar milyonluk kayıpları için yas tutuyordu. Genç İslam Cumhuriyeti'nin şekillenişi, ideolojisi, sembolizmi bu savaşa kopmaz bir biçimde bağlıdır.


Devrim kafa tutmak, savaş ise itaat etmek anlamına geliyordu. Resmi ulusal hafızada hiçbir yerde devrimci hareketin özgürlüğü, isyanı, çeşitliliği kutlanmıyor. Devrimin güzelliği, adeta bir iç sürgündeymiş gibi sadece kişisel anılarda yaşıyor.

 

Kuşkucu Kuşak


Birçok ülkede kuşaklar arasındaki çatışma toplumsal bir yenilenmeye geçişi karakterize eder. Buna karşılık yaşlı ve genç İran arasındaki çatlak sadece ürkütücü bir ideolojik boşluğu gösteriyor. Gençler yaşlıları "başarısızlığa uğrayanların" kaybedenlerin kuşağı olarak görüyorlar.


Hükümet bu günlerdeki 30. yıl kutlamalarında "Bluetooth" tekniğiyle gençlerin dikkatini çekmeye çalışsa da, gençlerin çok azı kutlamalara gerçekten gönülden katılıyor... Bir aile sofrasında yaşlıların, gençlerin suçlamalarına karşı kendilerini savunmaya bile gerek duymadıkları görülebilir; yaşlılar tevekkül içinde susuyorlar. Bu babasız (ve anasız) toplumda son derece kuşkucu bir kuşak yetişti. Kimi gençlerin, İran’da kendi eylemleri üzerinde olumlu bir değişme yaşanabileceğini düşünmek için bile adeta sarsıcı bir acizlik içinde oldukları hissediliyor.


Batı'da 1979 yılında, kısa bir büyülenme anından sonra, yeni dönemin İslamofobisi başladı. Humeyni figürü bunun için biçilmiş kaftan gibiydi; dost sohbetlerinde "Ayetullah" sözcüğü tehlikeli bir deli anlamında kullanılıyordu. Birçok Batı medyasında İslam Devrimi bugün bile Humeyni’nin ikna gücüne indirgeniyor: Siyasal İslam ancak bir kişiye tapma kültü olarak, insanlar da fanatik tebaalar olarak düşünülebiliyor. Böylece 1979’da haber yazımında bugüne kadar geçerliliğini sürdüren bir ilke oluşturuldu: Müslümanların bir yurttaş olarak eyleyen, düşünen bir özne olarak hor görülmesi ilkesi.


Ali Şeriati: Popüler Bir Ütopyacı


O dönemin devrimcilerine, kendilerine esin verenin ne olduğu sorulduğunda, hep bu adla karşılaşılıyor: Ali Şeriati. Sorbonne'da doktora yapmış genç bir İranlı sosyolog, çok büyük bir popülariteye sahip bir ütopyacı.


Şeriati’nin sınıflar dolusu öğrenciyi İslam'a kazanan mesajı çok anlamlıydı: Şii cübbeleri altında küflenmeye son! Dini itaatkârlığa son. Kurtuluşa kendini kırbaçlama ayinleriyle değil, mücadeleyle, eleştiriyle, aydınlanmayla ulaşılacak. Şeriati bir "protesto dini"nin, "yaşamı olumlayan, enerji dolu, adil bir İslam"ın propagandasını yapıyordu.


Bugün bunlar kulağa eskisinden daha tanıdık geliyor. Şeriati bir öncüydü, yaklaşmakta olanı görmüştü: Kimlik gereksinimi; hem yerli despotlara hem de Batı tahakkümüne isyan eden bir İslam. Birçok İslam ülkesinde bugün siyasi hareketler bu ikili eksen üzerinde yol alıyorlar.


"Ne Doğu ne Batı"


İslam Cumhuriyeti toplumsal adalet umudunu karşılamadı...Tahran'da sokak çocukları... 1979 Müslümanların "Evet, biz yapabiliriz" yılıydı. İslam'dan esinlenen bir halk devrimi, Batılı çıkarları savunan birini devirmişti. Dünya çapındaki İslami uyanış daha önce başlamıştı, ancak rehin alınan ABD diplomatının görüntüleri, bugün kıyaslanamayacak ölçüde zayıf olan Amerika dikkate alındığında günümüzde tasavvur edilemeyecek bir etki yaratmıştı.


Devrimin sloganı ise "Ne Doğu ne Batı!" şeklindeydi; gerçekten de 1979’da yeni bir dünya, çok kutuplu bir dünya şekillenmeye başlamıştı. Batı'nın İslam devrimlerinin çayır yangını gibi yayılmasından duyduğu korku, olağanüstü artmıştı; ancak bu korkunun rasyonel bir temeli de vardı: Batı, tarihsel olarak kaçınılmaz bir biçimde önemini yitireceğinden haklı olarak korkuyordu.


Dışarıdan gelen düşmanlık, içeride kapanmaya yol açar; Batı'nın politikası Tahran rejimine çoğu zaman istemeden güç kazandırmıştır. Eski bir sömürgecilik karşıtı duyarlılık geleneğine sahip olan İranlılarda, devrim öncesindeki duygudan pek farklı olmayan bir duyguya yol açılmıştır: Yabancı güçler neyin İranlı olduğunu tanımlama gücünün her zaman kendilerinde olduğunu sanıyorlar.


İslam devrimi nihayetinde tekil bir olay, ulusal bir fenomen olarak kaldı; başlangıçta düşünüldüğünden daha İranlıydı ve başka Şiiler için bile örnek alınacak bir olgu olamadı. İslam Cumhuriyeti toplumsal adalet umudunu karşılamadı.


Yine de dünya çapında milyonlarca Müslüman, adalet talebini ve bunun yanı sıra alternatif olabilecek, Batılı olmayan bir Modernlik arayışını, İslam'a yansıtmayı sürdürüyor. Batılıların çoğu, bugüne kadar İran devrimini anlamadıkları gibi bu durumu da anlamıyorlar.



 

 

 


Kaynak: © Qantara.de 2009 www.qantara.de


Almancadan Çeviren Mustafa Tüzel


Charlotte Wiedemann serbest yazar ve gazeteci; yazıları die Zeit ve die Süddeutsche Zeitung gibi gazetelerde yayınlanıyor. Son olarak "Ihr wisst nichts über uns. Meine Reisen durch einen unbekannten Islam" (Hakkımızda Hiçbir Şey Bilmiyorsunuz. Bilinmeyen Bir İslam'a Yaptığım Yolculuklar) kitabı Herder-Verlag'tan çıktı.


         -        

 


Bu Yazı 13501 defa okunmuştur
 

 Bu haber için toplam 158 yorum yapılmıştır...

alifurkani 10-02-2009, 21:25:22
Hiç anlamadınız; Doğuyu ve İslamı anlamak için Ruhunuz olmalı halbuki sizin bir ruhunuz hiç olmadı ki!Doğu ve İslamın muntesipleri koyundular onun için nerde kalabalık bir kitle görse hemen o trene atlayıverir.Tarihin en büyük Koyunları güdünün en kalabalıkları aslında Batıdan çıkmıştır.Seçimlere bakın biryerde Sol kazandıysa Batılı ülkelerde iktidara hemen Sol kesim iktidara gelmeye başlar ya da tersi.Hatırlayın Batıda faşist partiler iktidar oldu arkası arkası iktidar oldular ve tarihin en büyük en alçak Katliamlarını yapıverdiler.Bu katliamın başaktörü olan ülkenin Gazetecisi hala üst perdeden yaveler anlatmakta....İslam İnkilabı gibi büyük sözünün bile küçük kaldığı bir olayı nasılda aklınca aşağılıyor ya da enazından aşağılamaya çalışıyor.Dünya emperyalizminin Faşist ve Kızıl tarafları tarafından küçümsenen aşağılanan kabul edilmeyen bu yiğit insanlar bir imkansızı başardılar.Şehidlerini saygıyla rahmetle Gıbtayla anıyoruz.Dedik ya Katliamın Çocukları anlayamazsınız İslamı Doğuyu ve bizi!...Çünkü sizin Ruhunuz yok çünkü siz Çürümüş Cesetlersiniz!
 
ahmet yasubuga 11-02-2009, 22:44:49
gercekten katılması gereken cok ilgin konular ele alınmış irana gidildiğinde genclerle ve aileriylen aralarındaki bu bariz farkı hemen görmek mümkün ali şeriati hakkındaki acılımlarınada katılmamak mümkün değil ama herşeye ramen dahada umut vrici gelişmeler mümkün ama arzulanan bumuydu asla bu değildi malesef özlenenler bir başka bahara kalmış gbi cok ama cok üzülerek bunu dile getiriyorum keşke ali şeriati hala yaşasaydı vesselam
 
adnanyurt 11-02-2009, 23:18:54
her zaman olmasa bile bi cok sefer icimizden cikmis ya da yakinizdan cikmis populer tarihi kisiligi batidan ögreniyoruz...bu nasil bir durumdur bunu izah etmek biraz ceterefilli...kendimizi batinin gözünden taniyoruz!ali seriati icin "çok büyük bir popülariteye sahip bir ütopyacı"ve"Şeriati bir "protesto dini"nin, "yaşamı olumlayan, enerji dolu, adil bir İslam"ın propagandasını yapıyordu." sözleri cok iyi bir özet omus kisi icin...begendim dogrusu...ancak yapilan bu anlama cabasinin altinda ne yatiyor bunu biraz daha anlayabilmek gerekir diye düsünüyorum...



 
ali aslan 12-02-2009, 14:15:57
hic mi olum lu yöni olmadı el insaf .adamlar 30 yıldır ambor go yiyiyor.biz 2 yıl yedik amerikadan ambargo halen toparlanamadıkk.adamlar bir kaç gün önce uzaya mekik yolladılar.UNUTMAYIN BU DEVRİM ALİ SERİATİLERİN BİZE MİRASI. VARSA OLUMSUZLUK DÜZELTMEK İÇİN ISLAH ETMEK İÇİN DUA ETMELİ ÇALIİMALIYIZ
 
azadi erkan 12-02-2009, 20:38:46
KİM NE DERSE DESİN NE YAZARSA YAZSIN BUGÜN İRANA A HAYRANLIKLA BAKIYOR MÜSLÜMANLAR İMAM HUMEYNİYİ DE KÖTÜLEMEYE ÇALIŞANLAR ARKA PLANA ATMAK İSTEYENLER VAR İRANA YAPILAN TC YE YAPILSA VEYA BAŞKA BİR ÜLKEYE HALK İÇİNDE MUTLU AZINLIK DURUMUNDAKİ KOKANALAR ÜLKEYİ ELLERİNDE BULUNAN MEDYA GÜCÜYLE YANGIN YERİNE ÇEVİRİRLERDİ SEVİN VEYA SEVMEYİN BU DEVRİMİN ADI İSLAM DEVRİMİ VE DE BİZ BU DEVRİMİN HAYRANIYIZ ÖZLEMİ İÇERİSİNDEYİZ DARISI BİZE İNŞAALLAH HAKKIDIR HAKKA TAPAN MÜMİNLERİNDİR İSTİKLAL
 
ŞERİATİ NURETTİN MERİÇ 13-02-2009, 18:30:01
nesnel ve ilginç bir tahlil. ama bir kaç kez daha okuyup üzerinde düşünmem gerekiyor. gerçekten güzeldik. özellikle ANLAŞILMAMIŞ DEVRİM tabiri tam oturuyor. ama yinede izahlar getirmek mümkün. umutla ve devrimle.
 
m.ali kahramani 17-02-2009, 14:41:43
evet malesef sizler bile anlamadınız , anlayamazsınızda o duyğular olmadıkçada anlayamazsınız ne Ali yi ne Ali ŞERİATİ yi nede devrimi çünkü sizlerde aşk eksik Ali aşkı yok onedenle anlayamazsınız. Şeriatiyide anlayamazsınız o çünkü kendini anlatacak kadar yaşayamadı ,yeşereren duyğular meyve vermeden soldurdular .
 
yahya ölmaz 20-02-2009, 23:35:45
bu yazıyı okuyunca bazı şeyleri kendi değerleriyle tanımlamaya çalışanların kendileirne ters bir durum olduğunda bunu anlayamama ızdırabının yansımasını gördüm.onlara göre bir şey kendi mantık ve yaşam ölçülerine uygun değilse o şey anlaşılmaz ve yukardada görüldüğü gibi yorumlanamazda.şu anki iran nüfusunun yüzde 70 ini gençler oluşturuyor ve bunlar devrimi görmüş anne-babalarıyla iletişimde zorluk çekiyormuş ve bu iletişim içinde yetkililer ''bluetooth'' tekniğiyle bu gençlerin dikkatini çekmeye çalışıyormuş.tabi onlara göre genç dediğin yüce insani değerlerin ve ilahi üstün hakikatlerin hamisi ve devam ettiricisi olamaz.genç dediğin batıdan ithal edilmiş modern yaşam kültürünü ahmakça tüketen bir ''koyun sürüsü''dür.genç dediğin ancak üst seviyede olan nefsi istek ve arzularının tatmini için yaşayan ve bundan başkasını düşünmeyendir.onların kafasındaki ve yaşam değerlerindeki genç tanımı budur.bunun dışında bir karekterde olanlar anlaşılamaz ve ancak bu gençler esaret hayatı yaşarlar.bediüzzamanın deyimiyle cennet bahçesine kirli bir pencereden bakan onu kirli görür.bu bakış açııda o bakış açısıdır....
 
 

BU KATEGORİDEKİ DİĞER ESERLER

Mehmet Akif ve Düşündürdükleri / Şuayip MEKEÇ
Sol ve Liberal Muhayyile / Ali BULAÇ
Cüzzamlıyı İyileştirdiyse Zalimliğine Anlayış mı Göstermeliyiz? / Fikritakip
“Öncü Şahsiyetler: Seyyid Kutub ve Ali Şeriati” / [Seminer]
Kendi Semasında Tek Yıldız: Nurettin Topçu Ve Müslüman Anadolu Sosyalizmi / Ümit AKTAŞ
Bilgiden Neo-Nihilizme..: Müslüman Nihilistler / Turan KIŞLAKÇI
Gazali, İbn-i Rüşd’ü Döver mi? / T.Suat DEMRE
Dikkat! Kitap! / Heinrich BÖLL
Suruş ve Sarsılan Kalplerin Tanrısı…/ Meliha ÇELİK
Şeriati Suriye'yi Nasıl Okurdu?/ Cihan AKTAŞ
‘Ehl-i kitâp’ kimdir? / R. İhsan ELİAÇIK
Cahili Tüketim Kültürünü Aşmak Mümkün mü? – 1 / Hamza TÜRKMEN
AK PARTİ Eleştirisi / Ali BULAÇ
Din Modern Zamanlarda Nereye Gidiyor? / Dr.Abdülkerim SURUŞ
Sol İslam, İslam`ın Solu, İslam Düşüncesinde Sol / Kenan ÇAMURCU
Entelektüel, Aydın ve Din / Dr.Aliye ÇINAR
İnsanlık Suçu: Biz Filistinliler, Hakkımızı Helal Etmeyeceğiz / Hayrettin KARAMAN
Bir Seçim Yapın Arkadaşlar/ Ali SALDIRAN
Bayan Humeyni ile Bayan Şeriati... / Sibel ERASLAN
Profesör olmak; Ebu-Zer'in Kişiliğini Manupüle Etme Hakkını Verir Mi? / Muhammed CAN
Surûş, Şimdi de Şeriatî İçin İlginç Şeyler Söylüyor! / Selahaddin Eş ÇAKIRGİL
MUSEVİ NE DİYOR?/ Mir Huseyn MUSEVİ
Özgürlük şairi İkbal, İstanbul'da anılıyor
Evrim Kuramı ne anlatıyor? -2- / Bülent Şahin ERDEĞER
"İslâm Sosyalizmi"nin Serâncâmı/ Bülent Şahin ERDEĞER
Efgani ve Abduh Vehhabi Miydi? / Mehmed Akif ERSOY
“Evrim Kuramı”na Gerçekçi bir Bakış-1/ Bülent Şahin ERDEĞER
Cihan Aktaş Yakın Yabancı İran'ı anlattı/ Asım ÖZ
"İslam ve Sınıfsal Yapı" Türkçe'ye kazandırıldı
Güneye Göç Mevsimi / Stefan WEIDNER Sudanlı Kült Yazar Tayyip Salih'in Ardından…
İslam Dünyasına Evrensel Reçete: Musa Carullah / Yusuf TOSUN
Beykoz’da “Ali Şeriati” Konuşuldu
İnsanlığın Kısa Tarihi: BÜYÜK RESİM
Zehra Hanım'ın Işığını Kapatan Jip / Yıldız RAMAZANOĞLU
Mülkiyet ve İktisadi Kullanımı Üzerine/ Murat AYDOĞDU
Kapitalizmin Efendilerine Karşı Anti-Kapitalist İman! / Bülent Şahin ERDEĞER
Küresel Kibir Çetesi ve Ahlak Devrimi / Bülent Şahin ERDEĞER
İran'ın Yeşil Rasyonalizmi/ Ali BULAÇ
İranlı Göstericiler COŞKULU VE TEMKİNLİ/ Cihan AKTAŞ
İran'da Kim Ne İstiyor? / Bülent Şahin ERDEĞER
İbrahim Yürüyüşü / Ebuzer SAİD
Sanayi Toplumu ve Geleceği- Unabomber'ın Manifestosu/ Teodor KACZINSKY
“Zere, Zora ve Tezvire” (Altına, Güce ve Hileye) Karşı... / Mîr Huseyn MÛSEVÎ
Hamaney Şeriati’yi Savundu / Bülent Şahin ERDEĞER
İmam Öldü; Yaşasın Konformizm! / Mansur YILMAZ
Sağcılık, Solculuk… / M. Kürşad ATALAR
"İslami Mücadelede Öncü Şahsiyetler"
Muhammed Mustafa ve Kur’an Yerine Mevlânâ Ve Mesnevî - Egemenlerin “Problemsiz (Light) İslâm” Projesi- / İlhami GÜLER
Çölde Bir Yalnız Âdem / Rasim ÖZDENÖREN
Bilge Adam Dergisi ve İslam Bilim Hediyesi
Yeni sınıfın ideolojisi: Kariyerizm ve Konformizm / R. İhsan ELİAÇIK
Bizden Korkanlar Sizi Seviyor / İsmet ÖZEL
Dua / Dr.Mustafa ÇAMRAN
Evrensel Bir Müslüman: Cemaleddin AFGANİ [KRONOLOJİK HAYAT HİKAYESİ]
Yeni Bir Zamanı Başlatmak / Atasoy MÜFTÜOĞLU
Cemaleddin Efgani / Mehmed Akif ERSOY
Anlaşılmamış Devrim / Charlotte WIEDEMANN
Ebû-Zerr el-Ğıfârî [v. 32/652] / Prof.Dr.Hayrettin KARAMAN
Sürekli Devrim: "Direniş Teolojisi"/ Prof.Dr. İlhami GÜLER
"Din Mafyası" Şeriati'ye Saldırmaya Devam Ediyor/ Bülent Şahin ERDEĞER
İnsan Üzerine / Ali K.
ANTİEMPERYALİST BAŞBAKAN: MUSADDIK/ Altan ALGAN
Cahili Tüketim Kültürünü Aşmak Mümkün mü? – 2 / Hamza TÜRKMEN
Kur'an'ı Nasıl Okumalıyız? / Aliya İZZETBEGOVİÇ
İbn-i Rüşt'ün İzinde / Loay MUDHOON ‘Reformcu İslam Düşünürü Muhammed ŞAHRUR'
İslâmî Cemaatin Kurucu Öğesi Olarak İslami Şahsiyet / Rıdvan KAYA
Röportaj: R. İhsan ELİAÇIK :İslam'ın Politik Duruşu Sol / Müjgan HALİS
Ne Okumalı? -Dört Aşamalı Alternatif Bir Okuma Programı- / Ali BULAÇ
Musa Carullah Bigiyef’in Sünnet Konusundaki Görüşleri / Mustafa AKMAN
Gençlere Tavsiyeler / Ercüment ÖZKAN
Afganistanlısı Antipatik de Bizim "Cübbeli" Taliban Neden Sevimli? / Serdar ÖZMEN
Kendi İçimizdeki 'İkna Odaları' / İdris ÖZYOL
Fatıma, Fatıma‘dır / Emine K. ARSLANER
"Ali Şiası Safevi Şiası" Kitabının Yeni Baskısı Yapıldı
Kim Müslüman Aydın Değildir? / Abdulkerim SURUŞ
Yeşil Rasyonalizm, Sol İslam, Adalet Devleti: Zihnimiz Yeni Siyasi Kavramlara Hazır mı? / Kenan ÇAMURCU
Bir Mücahidin Kaleminden Fikir-Put Savaşı / M. Numan AŞKAROĞLU
Toparlanın, Gidiyoruz! / İsmet ÖZEL
Ebuzer: Issız Çölde Yalnız Mezar / İhsan ELİAÇIK
Sağcı Bir Şiire Doğru [mu?] / Enes MALİKOĞLU
El-Ğarra Hutbesi / İmam ALİ
Ebu'l Ala Mevdudi Türkiye'de Anılıyor / Sempozyum
GAZZE RİSALESİ / Cahit KOYTAK
Yoksulluğu Görme(me)k ve Bir İntiharın Düşündürdükleri / Serdar Bülent YILMAZ
 
 
 
 

 

nike huarache Scarpe Abbigliamento Asics nike blazer michael kors Adidas Scarpe Ray ban nike flyknit longchamp scarpe converse nike free air jordan scarpe da calcio nike cortez Cinture air max new balance Scarpe nike roshe louis vuitton Ray ban adidas oakley converse Scarpe Adidas scarpe Nike Adidas superstar air max
new balance nike air max adidas nike roshe michael kors air max nike free nike blazer new balance oakley converse Scarpe Adidas nike huarache Scarpe Ray ban scarpe converse Adidas Scarpe Abbigliamento Asics Scarpe air jordan scarpe da calcio nike free nike cortez nike flyknit

www.aliseriati.com         www.aliseriati.net        www.aliseriati.org

NETWOR YAZILIM