ALİ ŞERİATİ

Ali Şeriati Hüseyniye-i İrşad

Kull. Adı    

:

Şifre 

:  
     

Yeni Üye - Şifremi Unuttum

Modernizm’le Hesaplaşma Çabasında Bir Aydın: Ali Şeriati Portresi / Aydın HIZ
Kendisi Olmayan İnsan
Dünya Görüşü ve İdeoloji
Şia
İran ve İslam
Tüm medyalar için tıklayınız...
Tefsir Dersi

Sesli ve Görüntülü Medya

Ali Şeriati Belgeseli
Belgesel

Tüm Arşivler İçin Tıklayınız...

HACC
Ne Okumalı? -Dört Aşamalı Alternatif Bir Okuma Programı- / Ali BULAÇ
Aşk ve Sevgi... / Dr. Ali ŞERİATİ
Bir Kez Daha Ebu Zer
Hangi Kur’an / Ali ŞERİATİ

İSLAM BİLİM DERSLERİ BAŞLIYOR

TARİH :19-03-2009

23.03.2009 tarihinden itibaren İslam Bilim dersleri başlıyor

Dr. Ali Şeriati'nin İslam-Bilim adlı konferanslarından oluşan eserini dersler halinde yayına hazırladık. Site üyelerimiz ve ziyaretçiler burada yayınlanacak dersleri takip edebileceklerdir. Pazartesi ve Perşembe günleri yayınlanacak olan dersleri muntazam takip edip tartışan takipçiler muayyen bir vaktin sonunda bu önemli dersleri bitirmiş olacaklardır.

Derslerin bitiminde takipçiler tarih bilinci, tarih felsefesi, toplumsal tevhid ve toplumsal şirk, ideal insan, toplumbilim, tevhidi dünya görüşü, altyapı ve üstyapı, ideoloji olarak İslam, varoluşçuluk, materyalizm, alinasyon, Marksizm gibi birçok önemli konu hakkında önemli bilgiler edinmiş olacaklardır. Hem derslerin takibi hem de dersler üzerine yapılacak tartışmalarla Doktor'un öğrencileri olarak O'nun fikirlerini tanımış, tartışmış ve belki ümidimiz odur ki ilerilere taşımız olacağız
hgs bakiye yükleme
trafik cezas? ödeme
kredi kart? borç sorgulama
kredi kart? borç sorgulama
yap?kredi kredi kart? borç sorgulama
tl yükleme
hgs yükleme


detay
Tüm haberler

.....................................................

ÜYE OLUN

TARİH :17-03-2006

Siteye üye olun yeniliklerden hemen haberiniz olsun.
hgs bakiye yükleme
trafik cezas? ödeme
kredi kart? borç sorgulama
kredi kart? borç sorgulama
yap?kredi kredi kart? borç sorgulama
tl yükleme


detay
Tüm haberler

.....................................................

TARİH : -- tarihinde tarafından gönderildi...
WEB :
Ülke :
Şehir :



.: Yazarlar :.
Yeni Bir Zamanı Başlatmak / Atasoy MÜFTÜOĞLU

Modern uygarlığın neden olduğu sorunlar, bunalımlar, yalnızca ruhsal yıkımları değil, bedensel yıkımları da çoğaltıyor. Modern dünya görüşü ve hayat tarzı yalnızca "yararlılık" kavramı üzerinde şekilleniyor. Modern dünya görüşünün kötülükleri, sapkınlıkları önleyebilecek ahlaki yaptırımları olmadığı için, kötülükler ve sapkınlıklar da evrenselleşiyor. Modern dünya sistemi yalanlarla sürdürülen bir sistem, bizler bu yalanları sorgulayamadığımız için, teşhir edemediğimiz için, bütün yalanlar söyleyenlerin yanına kâr kalıyor, Modern-seküler hayat tarzı; üretim-tüketim ilişkileri, iş ve eğlence uğraşları içerisine sıkıştırılmış, toplumları/kitleleri edilgin kılan bir hayat tarzına dönüşmüştür. Edilgin kitleler, sefil-sefih-ucuz bayağılıklardan oluşan bir "kültür"le uyutuluyor.

 

Günümüzde bütün kavramlar ırkçı çıkarlar için, ideolojik çıkarlar için araç olarak kullanılıyor. Bu nedenle bu kavramlarla insani/toplumsal hiç bir inşa gerçekleştirilemiyor. Tek kültürlü ulus-devletlerin, temsil ettiği otoriter zihniyet Türkiye'de olduğu gibi, her yerde etnik rekabetlere, çatışma ve gerilimlere neden oluyor. Yirminci Yüzyıl aklın ırkçı amaçlarla, ekonomik amaçlarla kötüye kullanıldığı bir yüzyıl olmuştu. Yirmi birinci yüzyılda da aynı yaklaşım sürdürülüyor. Irkçı şiddet, ideolojik şiddet yoğun bir biçimde insanlık acılarını çoğaltıyor. Anormal politikaların ürettiği yeni kötülükler, canavarlıklar daha önceki kötülük biçimlerini unutturuyor. İslam toplumları aldatıcı düşlerle oyalanırken, modern/post modern tarih Afganistan’da, Pakistan’da, Irak ve Filistin’de, her tür kötülüğün bütün tezahürlerini en modern yöntemlerle sergilemeye devam ediyor. Yeni Amerikan Başkanı'nın, İslam toplumlarında heyecanla beklenen Kahire konuşması, İslam toplumlarının yanıltıcı iyimserliklere, imkânsız fantezilere, yapay mutluluklara mahkûm olduklarını gösteriyor.

 

Müslümanlar Soğuk Savaş sonrası dönemde de benzer iyimserlikler yaşamış ve sonra çok derin düş kırıklıklarına uğramışlardı. Bugün, emperyalizm/sömürgecilik pek çok biçimde varlığını sürdürürken, Amerikan Başkanı, Kahire'de ‘demokrasi’den söz edebiliyor. Filistinlilerin, Afganistan­lıların, Pakistanlıların, Iraklıların kendi öz iradeleri doğrultusunda yönetilme hakları halen büyük bir vahşetle/barbarlıkla ihlal edilirken, bütün bu ülkelerde masum insanlara yönelik olarak katliamlar ve işkenceler sürdürülürken, sömürge egemenlikleri devam ettirilirken, kendi kaderini tayin kavramı çok hayatsız bir ideolojik yalana dönüştürülmüşken, bütün toplumlar Amerikan Kavram­ları ve değerleri adına, ideolojik propaganda yöntemleriyle edilgin hale getirilmişken, çok daha vahimi, aziz İslam'ın, ilahi vahyin, dünyevi-seküler bilgi yoluyla algılanması/ yorumlanması/değer­len­dirilmesi/sınırlandırılması ve yönlendirilmesi ideolojik emperyalizm aracılığıyla bütün toplumlara dayatılmışken İslami hayatların ve İslami onurun alçakça değersizleştirilmesi kampanyaları sürdürülürken, Müslümanlar her yerde aşağılanmaya maruz bırakılırlarken, resmi Batı propaganda çalışmalarının sembolik konuşmalarla, sembolik politik atraksiyonlarla Müslümanların ikna edilmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değildir. Müslümanların bir kez daha gerçeklerden kaçmayı başardıklarını üzülerek kaydetmek gerekiyor.

 

Müslümanlar, nerede olursa olsun konuşmalara değil, yapılanlara, uygulamalara bakmalıdırlar. Bugün, egemenlik ve tahakküm uygulamalarıyla, diğer ulusların çıkarlarının gözetilmesi söylemleri arasında derin uçurumlar olduğunu hatırlamak gerekiyor. Irkçı ve ideolojik tarih, her yerde farklı unsurları susturmak, etkisiz hale getirmek için ahlaksızca sömürülüyor. Modernliklerin çok yönlü bir üretkenlik yeteneğine sahip olduğunu görebiliyoruz. Bu üretkenlik yapıcı üretkenlikten çok yıkıcı, yok edici, yabancılaştırıcı, bayağılaştırıcı bir üretkenlik olarak somutlaşıyor. Ahlaka, erdeme, vicdana, merhamete, adalete ihtiyaç duymayan bir akılcılık, yalnızca yıkıcılığa, yok ediciliğe hizmet ediyor. Otoriter bürokrasiler de, ahlaka ihtiyaç duymadıkları için, her toplumda onarılması müm­kün bulunmayan gerilimlere, tahribata neden oluyor. Bürokratik akılcılıklar, toplumsal hassasiyet biçimlerini anlamaya elverişli değil. Irkçı bir uygarlık "modernlik ve ilerleme” adına Batılı olmayan dünyayı yıkıma uğratmak için, akıldışı, ahlakdışı bütün yol ve yöntemleri kullanıyor. Sefahat düşkünlüğünü, hedonizmi modernlik sayan bir kültür nedeniyle, ahlakın, bilgeliğin ve erdemin kalbi olan kültürler seslerini yükseltemiyor, her toplumda hedonist kesimlerin sesleri daha da gür çıkıyor. Modernitenin himayesi bütün kötülüklere cesaret veriyor.

 

Bizler, Müslümanlar olarak daha çok geçmişle ilgilendiğimiz, geçmişte yoğunlaştığımız için, maalesef yeni bir zamanı, yeni bir düşünce hareketini, yeni bir entelektüel hareketi başlatamıyoruz. Geçmişi, statükoyu devam ettirmekten yana olduğumuz için yeni bir başlangıç yapma ihtiyacı duymuyoruz. Taklit'i bir geleneğe dönüştüren bütün toplumlar, düşünme ve anlama yeteneklerini bütünüyle yitiriyor. Bugün, tarihin dışında yaşadığımız için, tarihi etkileyebilecek, tarihin içerisinde konuşulacak, tarihin gündemini altüst edebilecek şeyler üretemiyoruz. Kamusal alanla ilişkisi ve iddiaları olmayan, önerileri olmayan, kişisel vicdan alanıyla sınırlı bir din ve siyaset algısına mahkûm ediliyoruz. Aziz İslam’ın, dinin gerekleriyle, siyasetin gereklerini birleştirerek, bütünleştirerek tarihe girdiğini, tarihi dönüştürdüğünü unutuyoruz.

 

Hareketli toplumlarda değişim daha kolay gerçekleşirken, durağan/statükocu toplumlarda değişim hem büyük sorunlar doğuruyor, hem de ciddi sarsıntılara neden oluyor. Statükocu toplumlar, ideolojik soyutlamalarla ırkçı soyutlamalarla kolaylıkla kontrol edilebiliyor. Türkiye’de yaşandığı üzere, resmi ideolojinin büyüsüne kapılmış bürokratik zihniyet, topluma yenilenme fırsatı vermiyor. İdeolojik gerçekliklerin baskısı, yoğunluğu, manipülasyonu sebebiyle, hakiki gerçekliklerle buluşamıyoruz. İdeolojik skolastisizm, bütün gerçeklikleri bastırabiliyor, çarpıtabiliyor. Entelek­tüel yetersizlik, kültürel/fikri yetersizlik, cesaretsizlik gibi nedenlerle, gerçeklik ile ideolojiler arasındaki derin karşıtlıklar giderilemiyor. Resmi ideolojiyi siyasetin temeli sayan bir fanatizm ve ideolojik taşlaşma her tür açılımı engelliyor. Resmi ideolojinin eğitim hayatı üzerindeki tekeli sebebiyle pragmatik ve materyalist nesiller yetişiyor. Batı dünyasının evrensel değerler ürettiği safsatasını ileri sürenlere, Batı'nın evrensel tahakküm ve sömürü adına, evrensel sorunlar, sarsıntılar, acılar, trajediler ürettiğini hatırlatmak gerekir. Ger­çek­liğin ideolojik amaçlarla, ırkçı amaçlarla, ekonomik amaçlarla saptırılmasına kayıtsız kalamayız. İdeolojik kategoriler, ırkçı kategoriler, insanlığın temiz fıtratını bozuyor, kirletiyor. Hangi gerekçeyle olursa olsun tahakküm etme ihtiraslarıyla, evrensel insanlık değerleri birbirleriyle bağdaştırılamaz.

 

Uzaklıkları ortadan kaldıran, olayların, gelişmelerin anında yankılandığı, sınırsız ufukların açıl­dığı bir dünyada/zamanda, ideolojik/ırkçı/mez­hepçi tek boyutluluk mazur görülebilir bir durum değildir. Bugünün gerçekliği, eleştirel bir dikkatle dünya ölçeğinde çok kolay bir biçimde takip edilebilir hale gelmiştir. Dünyayı kendi doğrularımızdan, kendi tarzımızdan ibaret sayamayız. Dünya­yı/ha­yatı kendi doğrularımızdan ibaret saydığımızda, kendimizi her tür ilişkiden soyutlayarak yalnızlığı seçmiş oluruz. Küresel­leşme karşısında yerel aidiyet biçimlerine tutunmak, hiç bir zaman çözüm olmayacak. Toplumsal konformizm her duruma boyun eğmeyi telkin ediyor. Her duruma boyun eğen bir bünye kişiliksizleşiyor. Statükolara bağımlılık, insanın/toplu­mun bütün melekelerinin güçsüzleşmesine, etkisizleşmesine neden oluyor. Bir sorumluluk ve eylem bilincine sahip olmayan bireyler ve toplumlar, pasif unsurlar halinde yalnızca mucizevî çözümler bekliyor, mehdi bekliyor ve hep bekliyor.

 

Düşüncesiz iyimserliklere, hak edilmemiş umutlara kesinlikle yaslanmamalıyız.

 

Hangi ideolojiye, hangi düşünceye, hangi inan­ca sahip olursa olsun, bir toplum, herhangi bir lideri ve liderin görüşlerini putlaştırdığında, mutlaklaştırdığında hiç bir alanda hiç bir gelişme kaydedemez. "Hepimiz bu dünyaya mahkûmuz, başka bir dünya, başka yöntemler, başka kavram ve kurumlar mümkün değil" yaklaşımı çaresizlikten, teslimiyetçilikten, korkaklıktan, güçsüzlükten, statükoculuktan kaynaklanan hastalıklı bir yaklaşımdır. Devrimci yöntemlerin imkânsızlığını ve liberal egemenliğin sonsuzluğunu gururla ilan eden Batı dünyası, İran İslam Devrimiyle birlikte bu tez’in şok edici geçersizliğini görmüş ve yaşamıştır. Modernite nasıl bir "devrim" ise, İran İslam Devrimi de, moderniteye İslam’ın çok çarpıcı bir yanıtıdır. Bilinçli bir halkın sesi ve iradesi İran'da, çok güçlü bir monarşiyi ortadan kaldırmıştır.

 

Bizler, Müslümanlar olarak, günümüz dünyasında İslam toplumlarının ahlaki ve siyasi vicdanını temsil edecek, her tür bencilliği dışlayan, kuşatıcı bir dil ve hareket oluşturmak durumundayız. Toplumlarımız bilinçsizliklerin neden olduğu derin çelişkiler içerisindedir. Geçmişte olduğu gibi bugün de, bütün insanlığı etkileyen evrensel değerler üretebiliriz. Küresel yankıları olabilecek bir dil oluşturabilir, küresel etkiler uyandırabilecek kadrolar yetiştirebiliriz. İdeolojik emperyalizm karşısında bugün olduğu gibi zelil konumlara mahkûm oluşumuz, gerçek anlamda, bilinçli ve samimi bir imana sahip olamayışımızdan kaynaklanıyor. Bugünün dünyası ve tarihi içerisindeki konumumuzu içtenlikle sorgulamaya, karşı karşıya bulunduğumuz seküler meydan okumalarla yüzleşmeye cesaret etmeliyiz. İdeolojik olarak kategorize edilen bir dünyada yaşıyoruz. Kimlik mücadeleleri her durumda "ötekiler" oluşturuyor, "ötekiler" üreten bir dünyada gerilimlerin ve çatışmaların hiç bitmeyeceğini anlamak gerekiyor. İdeolojik, ırkçı, mezhepçi karşıtlıklar, ortak insani değerler etrafında bütünleşme ve dayanışma imkânlarını ortadan kaldırıyor. İdeolojik ve ırkçı yaklaşımlar ortak insanlık değerleri inancını ve fikrini reddediyor. İdeolojik ve ırkçı karşıtlıklara dayalı bir dünyada yaşadığımız için, nükleer silahlar İsrail'in elinde olunca iyi; İran'ın elinde olunca çok kötü sayılabiliyor.

 

İdeolojik ve ırkçı fanatizm her ülkede ve bütün dünyada bütün kültürel hassasiyetleri, kültürel birikimi, kültürel nitelikleri, bilgelikleri birer birer yok ediyor, hayatın her alanında korkunç bir ahlakî dejenerasyona yol açıyor. Günümüzün barbar dünyasında kültürel hassasiyetlerin, niteliklerin, inceliklerin ve her türlü bilgeliğin titizlikle korunması gerekiyor. Günümüzde küreselleşme, neo-liberalizmin uluslararası ifadesi olarak her toplumda etkili oluyor. Bu durum piyasanın tahakkümü altında, her alanda finans hareketlerine öncelik tanıyan, finansı rakipsiz kılan bir dünya oluşturuyor. Batı kültürü ve ideolojisi aracılığıyla neoliberal değerler bütün toplumlara dayatılıyor. Neoliberal değerlerle baskılanan toplumlar, her tür bayağılaşmaya, kültürsüzlüğe, hayâsızlığa açık hale geliyor. Modalar tarafından yönetilen kesimler, düşünmeye ihtiyaç duymuyor, sorgulamaya ihtiyaç duymuyor, hiç bir zaman tercihlerinin bilincine varamıyor, bütün tercihleri; moda/reklam aracılığıyla kabul eden kesimler yalnızca taklit ediyor. Kültürel kimliği olmayan, kültürel sömürge olma durumunu edilgin bir şekilde kabul eden kesimler Amerikanlaşmanın büyüsüne kapılarak, Amerikan hayat tarzını "çağdaş yaşam" olarak takdis ediyor. Türkiye’de yaşandığı üzere "çağdaş yaşam" ideolojik klişeler içerisine hapsedilmiş bulunuyor.

 

İdeolojik emperyalizme maruz kalan ve algısal hasarlar yaşayan topluluklar, kullandığımız kavramların, içerisinde üretildikleri bağlamları dikkate almıyor, kullanılan kavramları kendi özgün bağlamlarına yerleştirme ihtiyacı duymuyor, bütün kavramlar ideolojik amaçlarla sorumsuzca tüketiliyor. Çok özel tarihsel, kültürel, dini bir bağlama ait olan "laiklik" kavramını çok farklı bir dünyaya, çok farklı kültürel temelleri olan İslam toplumlarına uyarlamaya çalışmanın çarpıklığı düşünülmüyor. İdeolojik emperyalizme karşı bir direniş bilinci ve kültürü oluşturabilmek için, hayatı/dünyayı/tarihi yeni kavramsal çerçeveler temelinde yeniden düşünmek, inşa etmek gerekiyor. Modern bütün kavramların bir egemenlik ve tahakküm aracına dönüştürülmüş olması kabul edilemez. Egemenlik ve tahakküm aracına dönüştürülen kavramlar Batı ile İslam toplumları arasında sürekli bir gerilim/gerginlik konusu oluyor. Modern kavramlar bir egemenlik ve tahakküm aracına dönüştürülünce, modernlik bir barbarlık biçiminde somutlaşıyor. Kültürlerarası ilişkiler için, kültürlerin birbirlerine karşı saygılı olmaları icap eder. Bizler, Müslümanlar olarak, çok uluslu, çok kültürlü devletlerin/imparatorlukların varisleriyiz. Bu miras bize, farklıların bir arada barış içerisinde nasıl yaşadığını öğretiyor.

 

Geçmişte gerçekleştirdiğimiz pek çok olumlu örneği bugün güncelleştiremiyoruz. Geçmişe dönük şimdiler yaşıyoruz. İçerisinde bulunduğumuz, yaşadığımız, tehditlerine maruz kaldığımız tarihsel bağlama gereği gibi yanıtlar vermemiz gerekirken, bu sorumluluğu yerine getirmiyoruz. Müslümanlar olarak karşı karşıya bulunduğumuz fiilî tarihsel durumla ilgili olarak hayati kararlar almamız, tavırlar geliştirmemiz, eylem üretmemiz gerekirken, İslami konular etrafında soyut tartışmalar yapıyoruz. İlahî Vahiy karşısında sorumluluğumuz, İlahi vahiy karşısında sınırlarımız olduğunu öğrenmekle başlar. Sınırlarımızın farkında olmak demek, kulluğumuzun bilincinde olmak demektir. Kendi eylemlerimizin bilincinde olduğumuzda, eylemlerimizin bir anlamı ve işlevi olur. Statüko istediği için, gelenekler ve alışkanlıklar gereği tekrar ettiğimiz davranışların bir bilince ve anlama ihtiyacı yoktur. Statükolara ve alışkanlıklara mahkûm olmak, zihni anlamda da, fiziki anlamda da eylemsizliği seçmek demektir. İslami mücadele/İslami çaba/İslami hizmet tarihin ilahi ölçüler ve hakikatler doğrultusunda biçimlendirilmesi mücadelesi, çabasıdır. Statükocu bir zihniyet hiç bir şekilde, tarihin gidişine müdahale etme ihtiyacı duymaz. Statükoların mutlaklaştırıldığı toplumlarda, herhangi bir alanda ihtiyaç duyulduğu halde, yeni bir üretim yapılamaz.

 

Herhangi bir alanda yeni bir üretim yapılabilmesi için, yeni bir düşünce/fikir iklimi-akımı-hareketi oluşturmak lazımdır. Burada sözünü ettiğimiz yenilik, yenilik saplantısı, yenilik çılgınlığı ya da yenilik açgözlülüğü adına bir yenilik değildir, şiddetle ihtiyaç duyduğumuz bir yeniliktir. Değişime açık kültürlerde her şey kökten tartışılabilirken, statükocu kültürlerde hiç bir şey tartışma konusu yapılamıyor. Teslimiyetçi, kararsız, statükocu, direniş kültürüne ve bilincine yabancı korkak bir zihniyetle hiç bir köklü dönüşümün sağlanamayacağını bilmek gerekiyor. İslami kesimlerde tartışmaya cesaret edemeyeceğimiz ciddi sorunlar yaşanıyor. İslami ilgi özel hayatın sınırları içerisinde yaşatıldığı takdirde meşru görülüyor. İslami camia, tükenişleri, kısa süreli ilgiler ve heyecanları, geçici canlanmaları, yenilgileri birlikte yaşıyor, küresel sistemin aziz İslam’ı itibarsızlaştırma girişimleri/uygulamaları karşısında derin bir sessizlik içerisinde bulunan, her durumu "hoşgörü" ile karşılayan kimi cemaatler, küresel sistemle mutabakatı seçerek kendisini meşrulaştırıyor. İslami kesimlerde yaşanan dönüşüm, temel tevhidi ilkelere, ümmet ilkelerine yabancılaşma biçiminde somutlaşıyor. Her şeyi bildikleri, bütün soruları yanıtladıkları düşünülen, tabu haline getirilen, dokunulmaz kılınan, her tür eleştiriden muaf tutulan, kendi yorumlarını cemaate dayatan cemaat liderlerinin mutabakatçı tutumları sebebiyle sözünü ettiğimiz yabancılaşmalar maalesef gündeme getirilmiyor, getirilemiyor.

 

İslami bütünlüğün, tevhidi bütünlüğün tutarlı temsilcileri değiliz, bunun için kendimizi yeniden tanımlamaya ihtiyacımız var. Kendimizi yeniden tanımlayabilmek için entelektüel anlamda özgürleşmemiz gerekiyor.

 

İslam toplumları, Müslüman bireyleri nesne, Müslüman otoriteleri özne olarak kabul eden, nesneleri bilmekten ve eylemde bulunmaktan aciz varlıklar olarak düşünen bir geleneğin baskısı altındadır. Gelenek, otoriteleri mutlaklaştırınca, yenilenmeye ihtiyaç duyulmuyor. Bu gelenek sebebiyle nesneleştirilen, düşünmekten, araştırmaktan, tefekkür ve taakkul etmekten alıkonulan Müslüman bireyler, kitleler halinde düşünsel intiharları seçiyor.

 

 

 

 

Kaynak: http://www.iktibas.org/


         -        

 


Bu Yazı 13390 defa okunmuştur
 

 Bu haber için toplam 174 yorum yapılmıştır...

veysel menekşe 12-10-2009, 01:38:34
REHNÜMA

İz bıraktım sanır seyyah.
Aldanır oysa.
Sofistik bir yılandır yol.
İz yutan../..Eshotorıc Dumur.

Doğru yol yoktur.
Yolcu'dur Yol'u doğrultan.
Kızıl Tan !.Mavi Gök!.Yeşil Vadi!.Siyah Sancak!. Doru Tay.
Sarı Sıcak .Yanık Yüz..Esmer Beniz.Beyaz Tuz.Turuncu Ter.Pembe Buse.
Uzak İller.Sarp Yokuşlar.Zarif İhanetler.Lacivert Gece.Gaybana Gündüz.
Demir Asa.Demir Çarık.Demir Direnç. Bronz Lir. Ağaç Saz. Kaval Avaz.Ney Niyaz..
İmdi Yaz.
Naz bu Naz eyy Yolcu.!
Dur ve Dinle biraz.
Budur Kara Mucize.
Budur ve Bizzat Budur.Mekteb-i İtiraz.
Habili Hamur.Huseyni Sebzivar; Lahori Şiraz !!.


Yüklü değil se omuzların../..Ağrımıyor sa yüreğin.
Söz etme yolculuktan.../..Seremonıc umur.

Avunuş masalıdır bilgece oturmak.
Kocaman kandırmaca.
Ayaklanıyor sa İnsan dır İnsan.
Humanıtıc Onur.

Bilgelik.
Erdemi yürüten ayak değil se.
El veren dil; omuz veren gönül değil se.
Tutku veren murat; .../..Direnen İnat değilse..
Ve uçuran kanat değil se şairlik.
Olur sa olur suyudur olmaz sa hamur.
Şerbet kaynatan../..
Sentetic amour.

Yorgunluğun bir gölgeliktir ey!.. Dinle beni.!
Ter Damıtan Estetik Yağmur !..

Billur mu Billur..





 
veysel menekşe 12-10-2009, 02:23:04
İzlemenin hazzından söz eder oturan bilgelik.
Kıç izine indirgeyip erdemi.
Ahkam keser üstelik... Gerneşik mi gerneşik.
"Kalem!" der. "Keskindir kılıçtan.! "
Antelmentic Mamur.

Kalemin de karnı vardır.. Kılıçtan geri kalmaz.Ne yer se onu yazar.
Devletlu'ya el pençe ../..Açtı ise ağzını..
Köroğluna şir pençe../..Yumdu ise gözünü..
Yutkunur azar azar.../..Kuvvet macunu..
Tarih tutar VAKA-VİRÜS hakikat yanar.
Sır katibi..Saray biti..Zorba zabiti..Zabıt tutar.
Yalan kaplar talan kaplar Acun' u.
Kitaplar yanar.
Zer konuşur zırva koşar..Handikablar sonucu.
Şeytan mürekkeb yalar mukaddime bir ucu.
Zeyli zeylen zeyliyyat mülazahat hurucu.
Hatimeye haşiyye en nihayet en ucu.
"Kahrolsun Haşhaşiyye!" tahrirat yanar.
Tahrifata ne hacet ?.Arifler anlar.
Devlet-i Ebed Müdded.....Marifet donar.
Kapanır cümle kapılar..Arif donar, alim donar, düş donar.
Emek donar eylem donar iş donar.
Donanır yanaşmalar don başına on akça.
Darhane vü Tandırda yanan yürek görülmez.
Sofra donar ekmek donar aş donar.
Akça pakça adamlar bakar uzaktan.
Gözucunda Horasan'dan hatıra..
Yesevi ' den iki damla yaş donar.
....
Lafazan u kalpazanlar heç altta kalmaz.
Zeytinyağı iş başında binnetice öz yozar.
Ahlak yozar . Namus yozar. Göz yozar.
Harc-ı Alem seyrede gör Alem'i...../..Alem muallem.
Kelam uzar...Lügat uzar...İlim artar. Söz yozar.
Kırılır kalem..Kahrolur kağıt..Hokka -Divit küflenir.

Hükümdar keyiflenir.

Tarih'i kılıç yazar.

Politik Ur.

Namıssız Gavur!...
....
Yol Kaybolur......
 
veysel menekşe 12-10-2009, 03:07:17
Yolcu!
Yutulan izler bırakmaktan vazgeç.
Kayda geçen nutuklar atmaktan da.
Kesinkes kesin geç.
Kendinden kesin geç Yolcu !

İsar.

Asa'yı Asa; Kılıc'ı Kılıç ; Kalem' i Kalem ; Lir ' i Lir ;
Balyoz'u Balyoz ; Körüğü Körük ; Örs 'ü Örs ; Demir 'i Demir..
Endaze'yi Endaze.. Rebab'ı Rebab..Avaze'yi Avaze..Zikir' i Zikir.
Saz' ı Saz..Kitab'ı Kitab..Niyaz' ı Niyaz..Hitab'ı Hitab..Fikir'i Fikir.
Öz'ü Öz..Söz'ü Söz..Yüz'ü Yüz..Göz'ü Göz..El ' i El..
Şükür'ü Şükür..Köz 'ü Köz..Ayağı Ayak..Gel' i Gel..
Emeği Emek..Ekmeği Ekmek..Sevgiyi Sevgi.. Ter'i Ter..Göğü Gök..Yer'i Yer..
Kucağı Kucak.Ocağı Ocak..Ateş'i Ateş.Su'yu Su.
Dergah 'ı Dergah ..Huy 'u Hu'y..Canım Eyvallah ...Rah ' ı Rah..
Ah ' ı Ah
Şah 'ı Şah .
Tut.
..
Birebir tut yolcu birebir tut !.
Gibi tutma.
Gibi yapma.
Gibi olma.
Gibi yürüme.
Bire bir tut. Birebir yap.Birebir ol..Birebir yürü..Beraber eyle.. Ru be Ru.
Ruh-sar.
Ruhsatı bırak yolcu ruhsatı bırak. Evvel Azimet Eyl
.
Ardından dökülen sular aşkına.
Utku'yla dönüşünü gözleyen gözyaşları aşkına.
Dudaklarında yürekleri tıpır tıpır kıpırdayan yar yoldaşları aşkına.
Yanakları okşanmamış Cibran Çocukları'nın al yanakları aşkına.
Tadınca yaşanmamış düş kırıklıklarının gül yanakları aşkına.
Şuracıklarında..Aha tam şuracıklarında düğüm düğüm..Boğum boğum.
Ah! ları alınmamış öçlerin aşkına.
MEKKE'Sİ MEDİNE'Sİ YAŞANMAMIŞ GÖÇLER'İN AŞKI'NA.
Gibi yapma Yolcu !
N'olur!
Gibi yapma !Gibi Yapma!.Gibi yapma n'olur.
Yolcu !..
 
veysel menekşe 12-10-2009, 04:04:02
Özr' e sığınma. Hüzn 'e Sığın/Ter berkiten.
Gam soğuran.Elem ürküten/Yeryüzü'nde yer berkiten..
Yoldaşın yoksa da kendinle yürü eyy!
Yoldaşındır.
Er içinde Er berkiten.
Fer içinde fer berkiten.

Hisar

Yolcu !
Yol yoksa yap O'nu.
İz yokolur önüsonu.
Sen Yol doğuran ol!.
AyakYoğuran ol.
Yol' a doğrulan Yola koyulan ol.
Ayak sürüyen değil.Ayak sürükleyen değil.
Yol körükleyen ol.
İteklenen değil; İtekleyen değil
Yol tetikleyen ol.
Yol'la kaynaşan;Yol'la eyleşen değil.
Yol'da oynaşan; Yol'la sevişen değil.
Yol ' la gevişen; Yol 'la gerneşen değil.
Yollu Yolunca; Yol yordamınca..
Savaşan.
OL.
Yol .Sandığın gibi değildir yol.Dümdüz ve hazır bir yol yoktur.
Yol taşımıyorsan.
Yürüyeceğin bir Yol da yoktur.
Yol da kandırır. Yol da aldatır. Yol da sapar.Yol da saptırır.
Yola güvenme. Hemen yekinme.Tetik dur. Kendini de gizleme.
Kendini bildir.
Sen nasıl yalnız değilsen.
Yol da yalnız değildir.
Hancılar'a kanma.
Sakın usanma.
Yolcu!Meryem gibi ol!Babasız doğur !
Yolcu Hacer gibi ol ! Anasız büyü!
Yolcu!
Muhammed gibi dur.Vakur.Ali gibi vur. Gümbür gümbür.Hüseyn gibi sür. Özgür mü özgür.!
Birebir dur.Birebir vur.Birebir sür.
Gibi ol .Gibi olma.
Sen sen ol yolda kalma.
Yolcu !
Unut kıçının rahatlığını..Sakın yola tutulma.
Tutun ma da hem.
Yol' a aşık olma.
Aşık olma izlere/Vur kendini karizlere.
Bırak!Oturanlar otursun!Eskilerden dem vursun.
Sen ardına bakma!.Ayağına sahib ol.Kendini bırakma.
Doğrult önce kendini.Yol sana aşık olsun.
Yol nasılsa doğrulur. Yeter ki sen yamulma!.
 
veysel menekşe 12-10-2009, 16:31:05
R'ah'met' i Rah-m'et 'e ..Muhabbet 'i Mu-habb-et 'e..
Tekebbürü tekebbür'e

Kibretme Yolcu !.
Kahretme de.

Göğ ol ğ'öğünme.
Yer ol y'erinme.

Yücelere çık.Yücelere var.Yüceleri gör. Yüce ol.
Tepeden bakma lakin. Yüksekten bakma. Yere in.
Yükünü sen taşı.
Sen yük olma.
Yüksündürme de kimseyi.
Kendine bin.

Dünya'yı içinde taşıma Yolcu.
Dışına da davrulma sakın.

Didin .. Öyle bir didin ki yer dibinde.
Yer Yüzü Er görsün Yeryüzünde.
Hey Canım hey.!
Hey Yiğidim Hey.!

Yolcu !.
Nefes al. Ney üfle. Soluk al ıslık çal. Sine ur Şarkı söyle.. Gözün yum Türkü çığır.
Bağrın aç.Göksün sun. Neva sal.
El tut. El al. El uzat. El ver.Omuzla.. Omuzlan..Halay çek. Çığlık at. Horon tep..Hoyrat dağla.

Göz ol gözü göze.Söz ol sözü söze.. Öz ol özü öze.
Bağla.

Muvahhid gül.
Muvahhid ağla.
Yalnız ağlama.

Bak ve gör.. Duy ve İşit. Kalk ve yürü..
Bırak hırgürü.

Yolcu!.
Ne gardiyan ol ne de sürü.
Yeryüzünde İnsan'ın en özgürü.
Özünü kerden. Sözünü kirden Yüzünü şerden sakındırandır.
Ve..
Yutulamayan izler.. Unutulamayan sözler.. Karartılamayan yüzler.
Bırakabilendir kendini bırakmayanlara.
Tutulamayan ayaklar taşıyandır yazgısız ve yalınayak yaşayanlara.

Yolcu !.
Ey Kewiroğlu !.Ey Karizkızı !.
Ey birebir kendi !
Ey birebir kendine eşit..BİZ 'e reşid.
Gerçek efendi.!
Yeise düşme. Bun olma. Bunalıp bun satma..Engin ol. Sakın daralma.
Dualar seninledir kesin bil.
Nebiler..Resuller ..Varisler..Murisler..Şedidler..Munisler ...
Seninledir kesin bil.
Kuşkuya düşme Yolcu!.
 
veysel menekşe 13-10-2009, 00:47:01
Yolcu !.
Dualar seninledir kesin bil.
Erenler evliyalar seninledir kesin bil.
Görünen rüyalar---Hayrolur İnşaallah--- dalınan rüyalar..
İçin için .. İç'in çeken kara sevdalar...Kar'a Sevdalılar..
Koca Ormanlar..Engin Denizler.. Uca Dağlar..
Çavlan çavlan çağıldaklar..Billur Sular..Gür Bulaklar..
Gürün Göze..Derin Dere ....Çılgın Punar ....Coşgun Irmak.... Dalgın Nehir.
Şattül Arab..Seddül Bahir..Ezel Ebed Evvel Ahir..Gülbeng ile Nesl-i Tahir..
Hay-dar Hay-dar Hay Aşkına Dağlar Taşlar Deli Başlar Deli Türkü ..Deli Marşlar..
Seninledir Dadaloğlu!.. Hem Köroğlu Ömer Muhtar;Hemi Nevvab ger Fehmidi.
Dem bu demdir gör yiğidi..Şeyho Şamil; Abdulkadir..Yemen Yemen Çanakkale..
Çolak Salih..Nene Hatun..Kara Fatma..Uzun Bacı..Sütçü İmam..Deli Nafiz..
Küçük Ağa ..Gazi Hacı. Seninledir seninledir..Hüdhüd Kuşu Nar Ağacı..
Allı Turna Ak Güvercin. İshak Kuşu Gök Güvercin...Huma Kuşu hem EBABİL..
BudhaPeşte Deliorman..Çamlıbelden taa Erdebil..
Seninle bil . Seninle bil.
Mekke Qudüs..Roma Paris..Bekler senden çok havadis.
Basra Bağdad ..Keşmir Kabil..
Can içinde Can Mukabil.
Seninle bil !. Seninle Bil.
"Elemtera keyfe " ...FAİL..
Fatiha'dan Felaq un Nas....
Masal değil ..Masal değil..Vallah Billah masal değil !.
Kesin bil ey Sebiloğlu..
Bunca Şehid bunca Şahid.. Bunca Misak bunca Ahid...
Seninledir ..Seninledir....
Essah Amil..Essah Fail..
Cem-i Cümle ASHAB-I NİL.
Seninledir..Seninledir.........

Sen !
Yeter ki eğil .

SU iç.............
 
veysel menekşe 13-10-2009, 02:51:49
Yolcu.!
Ademsen.. Adem..Dem yanında dem !.
Havvayisen..Havva.. Em yanında em.
Bende değil BEN isen Hem yanında hem
Ayrık değil BİZ isen Cem yanında Cem.
Kabil değil Habilsen.Birebir Mukabilsen.
Ah bir bilsen .. Ah bir birbilsen...Buna mukabil.
Seninledir cümle esbab cümle avamil.
Cümle mürşid-i kamil..Kaaffe muallim-i amil..Büsbütün irfani avil.
Hikmet ü Müddesir ü Müzemmil..Fe ala Rabbik..Eshab-ı F İ İ L..
Seninledir..Seninledir.Ey Yolcu. Kesin bil..!
Şekke düşme..Şehre dal. Eşikte kalma.
Şikşikenin ahın alma ey Yolcu !.
Ger muahhar ger mukaddem.
Kesin bil Yolcu Kesin bil.
Bil fiil.
Dil içinde Dil..Kandil içinde Kandil.Mahmil içinde mahmil.
Sen eyy seslenilensiz suz-i dil !.
Sen eyy beklenilen efendileyensiz BİZ .!
Sen eyy kendinde Biz' e mukabil.!.
Huu .!

Tufan sa Tufan..Yanında Nuh!.
Yangın sa Yangın ..Yanında İbrahim .!
Issızlık sa Issızlık..Yanında Hacer .!
Susuzluk sa Susuzluk..Yanında Zemzem.!
Qurban sa Qurban.. Yanında İsmail !.
İrfan sa İrfan..Yanında Cebrail !..
Gurbet se Gurbet..Yanında Yakub..
Kuyuy sa Kuyu Yanında Dilkub .!
Züleyha'ysa Züleyha Yanında Merğub !
Zindan sa Zindan..Yanında Yusuf !
Firavun sa Firavun Yanında Musa !.
Yılan sa Yılan..Yanında Asa .!
Cellad sa Cellad ..Yanında Yahya !.
Hızar sa Hızar.. Yanında Zekeriyya !..
Horluk sa Horluk..Zorluk sa Zorluk.Yanında Meryem .!
Sezar sa Sezar .! Arena'ysa Arena!.Çarmıh sa Çarmıh.
Yanında İsa !
Mağara'ysa Mağara.İn se İn..
Ashab-ı Yemin .! Ruh ül Zemin !
Yanında Spartaküs.
Yanında Ruh ül Emin !.
 
veysel menekşe 13-10-2009, 04:01:05
Dur !.
Yocu !.
Ne diyorsun sen ?
Ne mırıldanıyorsun sen ?
Ahsen-i Takvim isen .
"Ama !" sı yok !
Kaytarması yok bu Yol ' un !.
Azimet'e ermeden..Eza cefa görmeden..
Ruhsat'a sarılma..
Ve darılma da sakın.
Dinle .! İyi dinle !.yi bil !.Şunu iyi bil Yolcu !.
Şunu iyi belle iyi öğren..ve.
Yeğin depren Yolcu yeğin depren !.
Sen kesinkes yalnız değilsin.
Sen ne bilirsin?Belki.
Yürüyen de sen değilsindir.
Şunu içine iyice sindir ey Yolcu!.. Şunu içine iyice sindir!.
Bir yürüyen vardır yürüyen içinde sende seni.
Bir yürüten vardır yürünen içinde sende seni.
Bir yürünen vardır yürüten içinde sende seni..
Ve bir söyleten vardır ben içinde bende beni..

Devam edelim ay !
Selam edelim ay !
Kelamı kelam edelim ay !

Hayy!
Hay Hay Hay !
Hay!
Hay Hay Hay !.

Vay babam vay !

Yetimlik se Yetimlik Muhammed yanında.
Öksüzlük se öksüzlük Fatıma yanında..
Kimsesizlik se kimsesizlik Ali yanında.
Yurtsuzluk sa yurtsuzluk Eba Zerr yanında.
Yarsızlık sa yarsızlık Ammar yanında.
Duyarsızlık sa duyarsızlık Hasan yanında.
İhanet se İhanet Huseyn yanında.
Şehaded se Şehaded Hürr yanında.
Issızlık sa ıssızlık Zeyneb yanında..
Sessizlik se sessizlik Zeynel yanında.
Evsizlik se evsizlik Ehl-i Aba yanında.
Allahümme salli ala Muhammed ve Al-i Muhammed.
Vela havle vela quvvet illa billah!.
Ya Allah !
NE GELİR SE GELSİN BAŞINA EY YOLCU !.
Yeter ki Yolda gelsin eyy!
Yeter ki Yolda gelsin !
Cem-i cümle Cümleten Cem üzre.
Cümle YOLOĞULLARI yanında.YAĞMUROĞULLARI YANINDA.
TOPRAK OĞULLARI yanında.

 
veysel menekşe 13-10-2009, 04:59:05
Senin koynunda.
Ey YOLCU !
Senin koynunda.

Kesin bil .. Kesin bil.. Kesinkes kesin bil..!
Ey bir kere bir kendi. Kendinde Hubut.. Kendinde Habil.!
Ey bir kerebir kendinde ...Kendimize mukabil.!.
Kesin bil.!
Yalnız değildir bu dil.
Bu.
Kandil içinde Kandil.
Yalnız değildir asla.
Başbaşa bırakacak ta değildir seni...
İçinde kaybolduğun yasla.

Yolcu.!
Ey bir kere bir kendi..
Ey herkese hizmetkar .
Kendine efendi.!
Ey sıfır kere sıfır elde var BİZ. !
Ey sonsuz kere sonsuz EBEDİ ŞEHRENGİZ.!
Gövdenden ver Bengisuyundan verme taviz.
Hikmetamiz eyle ey Ben-i Hikmet.!... Ey Ben-i Ram--iz.!
Kewiroğlu Kewir.. Karizkızı Kariz..
Eyy!..
Bir kere bir Habil.! Birkere bir. İnsana mukabil.
Yalnız değildir bu dil.
Bu.
Bir önünde sonsuz sayıda sıfır.
Bu kandil içinde kandil. Nur içinde musırr.!
Yalnız değildir ve yalnız da bırakacak değildir seni.!
Aslaa.!

Sen.!
Var ya Sen.!
Kendini kendine yasla.!
Kendini kendine kıyasla.!
Ötekine değil..Berikine değil..
Sen.
Kendini.
Kendine.
Tasla.

Haa.!
Sakın haa.!
Tanrılık taslamaaa.!
Tanrılık taslamaa.!
Sakın ha Yolcu .! Sakın haa.!
Enel Hakk'a' yaslanıp;
Enel Hakk'a toslama.!

İrfan vardır İrfana Karşı..Rahmet vardır Rahman'a karşı.
Sen bırak bu eflakı arşı.
Yere os ey Yolcu yere os!.
Ey kesret içinde cosmos!..
Yere os.!

ŞERİAT-I GARRA 'DAN BİR TUĞLA DÜŞSE..
HELAK OLUR MÜRİDAN'IN VİRD Ü VERA'SI.

Budur işte sözün alası ey Yolcu.
Budur işte sözün pek ala sı .!

Ey.!
Yolcu.!




 
veysel menekşe 13-10-2009, 06:14:32
Yunus'u dinle. Yunus'la söyle. Yunus'la görün. Yunusla yürün.
Yorulursan da Ya Huu!..
Bir gölgelik va'z' ına ..Naz'ına ; Niyaz'ına bürün.
Taptukta dinlen .. Mevlana'da mola ver.. Gül Şehri 'ne de postu ser.
Bayram Veli'ye de uğra...Selam ver..Erbain 'e de gir bari.
Mecalin kalırsa ey Havari.!
Sağalırsın sağılmak üzre..Sağaltmak üzre... Eh.! Gül gari..
Gül.. Gül..Gül.. En büyük en güzel en özel gül gari.,
Bülbüller şakısın dudaklarında..Güller sümbüller açılsın dudaklarında..
Bast-ı Zaman çınlasın kulaklarında.Hıdır Ellezler kucaklansın ayaklarında.
Gel..Gel.Gel..
Bir de ben kucaklayayım seni..
SENİNLE KUCAKLANAYIM BENİ..
Şööyle kocaman bir kucak olayım seninle bize.
Mut üstüne Mut..Kut üstüne Kut.. Umut üstüne Umut yağsın..
Kunut üstüne kunut ağsın.
Şol gariban YER EVİ miz' e!..
Yer Soframız'a Yer Yüreğimiz'e!.
Şööyle bir daha ocak olayım ağız tadıyla bir daha sana..
Bir daha ona.Bir daha şuna .Bir daha buna Bir daha cem-i cümle İnsanoğluna.
DAĞA TAŞA KURDA KUŞA CEM-İ CÜMLE EVRENDAŞ'A..
Bir daha dergah bir daha bucak olayım.
Cem ü Cem'an Cümlemiz'e.
Ve.
Sağ sağlimen devam edelim böylecene..
Qal ü Bela Kavl ' i miz ' e.
Ebruvari Gel' imiz'e.

Aha !.
Yol göründü !.
Ufukta bir dağ.. Ufukta bir Çöl.. Ufukta bir Vaha!.
Vakit Duha!.
Aha !.Bir daha dağ.. Bir daha sahra. Bir daha deniz. Bir daha Vaha.
Topukla Yolcu topukla..!
Atlarımız kalksın Şah'a.!.
Aha .!. Bir kere daha .
Hira..Mekke..Kızıldeniz..Yine Hicret .Bir kez daha.
Yine Medine.Yine Kufe.
Yine Şam.
Yine Akşam.!..
 
veysel menekşe 13-10-2009, 07:09:27
Yine Bağdad yine Basra..Yine Kayzer yine Kisra.
İsra.!
İsra.!
İsra.!
Yine İsra.! Ey Yolcu yine İsra.!.

İhanet se İhanet ne'ydelim !?.
Biz yola devam edelim!..
Hayy Allah! Yanımızda Hallac!Kanımızda Sirac.Canımızda Mirac.
Minhac! Minhac! Minhac! Ey yolcu Minhac.
Aç şu sayfayı .
Hemen aç şu sayfayı aç!
Muhannet se muhannet ne're gidelim?!
Alamut'a yedelim.Yanımızda Sabbah!.
Ah ah!
Mızrak sa mızrak! Hançer se Hançer.
Hançere yse Hançere!Bozlak sa Bozlak!
Hayda breh !Hayy Haqq!
Hay-dar Hay-dar!
Çamlıbel'e yetelim!
Yettim Allah!Yandım Ali ! Yanımızda tüm ahali.. Pir Sultan Abdal!.
Dal Yolcu yeğin dal!
Canın al şu zalimlerin canın al!
KALMASIN KIYAMETE AHD Ü PEYMANIMIZ !
KALMASIN KİMSELERE MERDÜ MERDAN MEYDANIMIZ.
QURBAN OLSUN BU CANIMIZ
..Düştüm Allah !Lailahe illa Allah!.
Sen yola devam et Yolcu.!.
Sen Yol'a devam et!.
Tevekkeltü Teal ALLAH.!
Huu!
Ya Huu!
Yolcuu!
Sen hakkını helal et!
Durma !Ağlama!Durma devam et. Durma SALLANMA. Durma S ARSILMA.
Hırslan ey Yolcu!.Saldır!Saldır.!Saldır!
Yağ ile baldır bu Şehaded ey Yolcu.!
Yanında Habbab..Yanında Hamza..Yanında.Humeyni..Yanında Şeriati..
Yanında Talegani.Yanında Şikaki. Yanında Çamran.!
Davran.!Deli Davran.!Düşünme !.Çıldır.!.
SALDIR!SALDIR.!SALDIR.!
HER DÜŞENİ YERDEN KALDIR!
Kimse kalmadıysa da.
Sen Yola Devam et!.
Yanında Nübüvvet.Yanında Velayet.Yanında Ümmet!
İla nihayet!
...................


 
veysel menekşe 13-10-2009, 07:31:58
YOLCU !
Ey Kör Şair'in Oğlu !..
Ey Çıplak Ten !. Ruhçul Beden !.
Ey Yüz Ağartan ! Gönül Göverten !.. Yollar Yeşerten !..
Sözüm yitmesin diyorsan ..Eskimesin istiyorsan...
Tutunamayan değil...
TUTULAMAYAN
OL !.

VE..
KIÇ İZİYLE DEĞİL..
KILIÇ İZİYLE DÖN !..

Yitip giden değildir Yolcu..
Yetip dönendir.
UTKUYLA !..
.....................................................
Wesselam !..
 
önder aslan 21-10-2009, 18:10:19
Öncelikle herkese Selamlar.
Saygıdeğer hocam yapmış yine yapacağını. Tesbitleri o kadar mükemmel ki; Yıllarca düşünseniz aklımıza gelmez. Zaten bizim inancımızda Alime itaat Allah' a itaattir. Böyle tesbitler ancak ve ancak Atasoy MÜFTÜOĞLU gibi çok kıymetli bir alime nasib olur. Rabbim hocamızı başımızdan eksik etmesin İnşallah. Kıymetli makalelerini her zaman dört gözle bekliyoruz. Selametle...
 
veysel menekşe 31-10-2009, 08:03:30
Naçizane - iyi niyetli- bir uyarı.
Bizim inancımızda Alime itaat Allah' a itaat gibi değildir.
"Onların işleri meşveret iledir."
Alimler arasında da ihtilaflar var.
Kayıtsız şartsız itaat caiz değildir.
Cahil insanlarımıza da söz hakkı verilir.
.....
Övgüye layık övülür. Amenna..
Amma..
Allah Rızası için övülür.
Allah' a gibileyerek değil.
....
Herşeyin doğrusunu Allah bilir.
Alimler değil.
...
Peygamber'e itaat ; (ancak) ; Allah'a itaat gibidir.
O'nlar sorarlardı.
"ALLAH'TAN MI YOKSA SİZİN GÖRÜŞÜNÜZ MÜ ?" diye..
...
İlk günahı işleyen babamız .
Peygamber değilmiydi?.
Kusursuzluk ancak Allah'a mahsustur.
..
Sevmek için kusursuz aramak gerekmez.
Bulamassınız da.
..
Kusursuz 'u sevmek için çok çaba da gerekmez.
...
Ya kusurlarına rağmen bir güzeli sevebilmek ?..
Çabadan öte şeyler de gerektirir.
...
Birbirini tamamlayan - bütünleyen -güzeller olabilmeyi başarabilmeliyiz..
Birbirimize bu güzel gözlerle bakabilmeliyiz.
....
"Şeyh uçmaz mürid uçurur "denmiştir.
Ne de güzel denmiştir.
...
Wesselam !..
 
 

BU KATEGORİDEKİ DİĞER ESERLER

Mehmet Akif ve Düşündürdükleri / Şuayip MEKEÇ
Sol ve Liberal Muhayyile / Ali BULAÇ
Cüzzamlıyı İyileştirdiyse Zalimliğine Anlayış mı Göstermeliyiz? / Fikritakip
“Öncü Şahsiyetler: Seyyid Kutub ve Ali Şeriati” / [Seminer]
Kendi Semasında Tek Yıldız: Nurettin Topçu Ve Müslüman Anadolu Sosyalizmi / Ümit AKTAŞ
Bilgiden Neo-Nihilizme..: Müslüman Nihilistler / Turan KIŞLAKÇI
Gazali, İbn-i Rüşd’ü Döver mi? / T.Suat DEMRE
Dikkat! Kitap! / Heinrich BÖLL
Suruş ve Sarsılan Kalplerin Tanrısı…/ Meliha ÇELİK
Şeriati Suriye'yi Nasıl Okurdu?/ Cihan AKTAŞ
‘Ehl-i kitâp’ kimdir? / R. İhsan ELİAÇIK
Cahili Tüketim Kültürünü Aşmak Mümkün mü? – 1 / Hamza TÜRKMEN
AK PARTİ Eleştirisi / Ali BULAÇ
Din Modern Zamanlarda Nereye Gidiyor? / Dr.Abdülkerim SURUŞ
Sol İslam, İslam`ın Solu, İslam Düşüncesinde Sol / Kenan ÇAMURCU
Entelektüel, Aydın ve Din / Dr.Aliye ÇINAR
İnsanlık Suçu: Biz Filistinliler, Hakkımızı Helal Etmeyeceğiz / Hayrettin KARAMAN
Bir Seçim Yapın Arkadaşlar/ Ali SALDIRAN
Bayan Humeyni ile Bayan Şeriati... / Sibel ERASLAN
Profesör olmak; Ebu-Zer'in Kişiliğini Manupüle Etme Hakkını Verir Mi? / Muhammed CAN
Surûş, Şimdi de Şeriatî İçin İlginç Şeyler Söylüyor! / Selahaddin Eş ÇAKIRGİL
MUSEVİ NE DİYOR?/ Mir Huseyn MUSEVİ
Özgürlük şairi İkbal, İstanbul'da anılıyor
Evrim Kuramı ne anlatıyor? -2- / Bülent Şahin ERDEĞER
"İslâm Sosyalizmi"nin Serâncâmı/ Bülent Şahin ERDEĞER
Efgani ve Abduh Vehhabi Miydi? / Mehmed Akif ERSOY
“Evrim Kuramı”na Gerçekçi bir Bakış-1/ Bülent Şahin ERDEĞER
Cihan Aktaş Yakın Yabancı İran'ı anlattı/ Asım ÖZ
"İslam ve Sınıfsal Yapı" Türkçe'ye kazandırıldı
Güneye Göç Mevsimi / Stefan WEIDNER Sudanlı Kült Yazar Tayyip Salih'in Ardından…
İslam Dünyasına Evrensel Reçete: Musa Carullah / Yusuf TOSUN
Beykoz’da “Ali Şeriati” Konuşuldu
İnsanlığın Kısa Tarihi: BÜYÜK RESİM
Zehra Hanım'ın Işığını Kapatan Jip / Yıldız RAMAZANOĞLU
Mülkiyet ve İktisadi Kullanımı Üzerine/ Murat AYDOĞDU
Kapitalizmin Efendilerine Karşı Anti-Kapitalist İman! / Bülent Şahin ERDEĞER
Küresel Kibir Çetesi ve Ahlak Devrimi / Bülent Şahin ERDEĞER
İran'ın Yeşil Rasyonalizmi/ Ali BULAÇ
İranlı Göstericiler COŞKULU VE TEMKİNLİ/ Cihan AKTAŞ
İran'da Kim Ne İstiyor? / Bülent Şahin ERDEĞER
İbrahim Yürüyüşü / Ebuzer SAİD
Sanayi Toplumu ve Geleceği- Unabomber'ın Manifestosu/ Teodor KACZINSKY
“Zere, Zora ve Tezvire” (Altına, Güce ve Hileye) Karşı... / Mîr Huseyn MÛSEVÎ
Hamaney Şeriati’yi Savundu / Bülent Şahin ERDEĞER
İmam Öldü; Yaşasın Konformizm! / Mansur YILMAZ
Sağcılık, Solculuk… / M. Kürşad ATALAR
"İslami Mücadelede Öncü Şahsiyetler"
Muhammed Mustafa ve Kur’an Yerine Mevlânâ Ve Mesnevî - Egemenlerin “Problemsiz (Light) İslâm” Projesi- / İlhami GÜLER
Çölde Bir Yalnız Âdem / Rasim ÖZDENÖREN
Bilge Adam Dergisi ve İslam Bilim Hediyesi
Yeni sınıfın ideolojisi: Kariyerizm ve Konformizm / R. İhsan ELİAÇIK
Bizden Korkanlar Sizi Seviyor / İsmet ÖZEL
Dua / Dr.Mustafa ÇAMRAN
Evrensel Bir Müslüman: Cemaleddin AFGANİ [KRONOLOJİK HAYAT HİKAYESİ]
Yeni Bir Zamanı Başlatmak / Atasoy MÜFTÜOĞLU
Cemaleddin Efgani / Mehmed Akif ERSOY
Anlaşılmamış Devrim / Charlotte WIEDEMANN
Ebû-Zerr el-Ğıfârî [v. 32/652] / Prof.Dr.Hayrettin KARAMAN
Sürekli Devrim: "Direniş Teolojisi"/ Prof.Dr. İlhami GÜLER
"Din Mafyası" Şeriati'ye Saldırmaya Devam Ediyor/ Bülent Şahin ERDEĞER
İnsan Üzerine / Ali K.
ANTİEMPERYALİST BAŞBAKAN: MUSADDIK/ Altan ALGAN
Cahili Tüketim Kültürünü Aşmak Mümkün mü? – 2 / Hamza TÜRKMEN
Kur'an'ı Nasıl Okumalıyız? / Aliya İZZETBEGOVİÇ
İbn-i Rüşt'ün İzinde / Loay MUDHOON ‘Reformcu İslam Düşünürü Muhammed ŞAHRUR'
İslâmî Cemaatin Kurucu Öğesi Olarak İslami Şahsiyet / Rıdvan KAYA
Röportaj: R. İhsan ELİAÇIK :İslam'ın Politik Duruşu Sol / Müjgan HALİS
Ne Okumalı? -Dört Aşamalı Alternatif Bir Okuma Programı- / Ali BULAÇ
Musa Carullah Bigiyef’in Sünnet Konusundaki Görüşleri / Mustafa AKMAN
Gençlere Tavsiyeler / Ercüment ÖZKAN
Afganistanlısı Antipatik de Bizim "Cübbeli" Taliban Neden Sevimli? / Serdar ÖZMEN
Kendi İçimizdeki 'İkna Odaları' / İdris ÖZYOL
Fatıma, Fatıma‘dır / Emine K. ARSLANER
"Ali Şiası Safevi Şiası" Kitabının Yeni Baskısı Yapıldı
Kim Müslüman Aydın Değildir? / Abdulkerim SURUŞ
Yeşil Rasyonalizm, Sol İslam, Adalet Devleti: Zihnimiz Yeni Siyasi Kavramlara Hazır mı? / Kenan ÇAMURCU
Bir Mücahidin Kaleminden Fikir-Put Savaşı / M. Numan AŞKAROĞLU
Toparlanın, Gidiyoruz! / İsmet ÖZEL
Ebuzer: Issız Çölde Yalnız Mezar / İhsan ELİAÇIK
Sağcı Bir Şiire Doğru [mu?] / Enes MALİKOĞLU
El-Ğarra Hutbesi / İmam ALİ
Ebu'l Ala Mevdudi Türkiye'de Anılıyor / Sempozyum
GAZZE RİSALESİ / Cahit KOYTAK
Yoksulluğu Görme(me)k ve Bir İntiharın Düşündürdükleri / Serdar Bülent YILMAZ
 
 
 
 

 

nike huarache Scarpe Abbigliamento Asics nike blazer michael kors Adidas Scarpe Ray ban nike flyknit longchamp scarpe converse nike free air jordan scarpe da calcio nike cortez Cinture air max new balance Scarpe nike roshe louis vuitton Ray ban adidas oakley converse Scarpe Adidas scarpe Nike Adidas superstar air max
new balance nike air max adidas nike roshe michael kors air max nike free nike blazer new balance oakley converse Scarpe Adidas nike huarache Scarpe Ray ban scarpe converse Adidas Scarpe Abbigliamento Asics Scarpe air jordan scarpe da calcio nike free nike cortez nike flyknit

www.aliseriati.com         www.aliseriati.net        www.aliseriati.org

NETWOR YAZILIM